Saatin Kadranindaki Tik Taklar ile Buyuyor, Olgunlasiyor, Yaslaniyor ve Oluyoruz  

Posted by Tespih Taneleri... in


Kostekli saati belli zaman dilimleri icinde kurmak gerekir. Hayat da bir saat gibi...Devamli kurulmayi bekliyor. Hayat saatini kurmayi unutan ya da bunu beceremeyen kisi, yasama sevincini kaybettiginin farkina varamiyor. Zaman dar, bugunun isini yarina birakmayin...

Bize emanet olan zamanin bizi emanet almis gibi bir hali var. Saatin kadranindaki tik taklar ile buyuyor, olgunlasiyor, yaslaniyor ve oluyoruz...Kum saatindeki kum gibiyiz...Kumu cevreleyen fanus, bizi sinirlayan dunya...Kum ve onu cevreleyen fanus arasinda bir etkilesimin olduguna suphe yok, ancak kim kime muhtac, kim kimi sekillendiriyor. Eskiyen kim; kum mu, fanus mu, dunya mi, insan mi yoksa her ikisi de mi?
Kostekli saatin zemberegi bosaldiginda veya cevrilen kum saatinde ki kumlar bir goze biriktiginde, hareketin yeniden baslamasini temin icin cok minik bir gucun devreye girmesi sarti vardir. Kum saatini cevirmek veya kostekli saati kurmak basit bir is olmakla birlikte hep ihmal edilir.
Insan kostekli saate veya kum saatine yeni sahip oldugunda, ilk kez sahip olmanin verdigi heyecanla, kurma ve cevirme isini hic aksatmadan yapar hatta -saat icin- daha zemberek bosalmadan parmaklari kurma koluna gider ancak zaman icinde ne olursa olur, heves korelir ve bu is, once aksamaya sonra da butun butun terk edilmeye baslanir.

Insan, hayati onemsese de, zamani azaldikca, yasama hevesini kaybediyor. Hayata baslarken duydugu o ilk heyecan; kirginliklar vefasizliklar, kaybedisler,yanilmalar, aldanislar... yuzunden sonuveriyor. Kostekli saate ilk sahip olma ani ile hayata yeni baslarken duyulan heyecan arasinda siki bir benzerlik olduguna inaniyorum. Hayati dolu dolu yasamak arzusu ve saati kurmayi aksatmama ahdi. Ne care ki insan bunu cogu zaman basaramiyor. Kostekli saatini kurmayi aksatan kisi, kisi yasama sevincini kaybetmistir.



Kalender Yildiz'in bu yazisi bana da bir seyler animsatti. Ben de kum saatlerini cok severim. Bir ara nerde gorsem mutlaka alirdim. Odam da en guzel yere, karsimda olacak sekilde koyardim ve habire kumlar biriktikce cevirirdim. O kumlarin akisini seyrederken icimden ''ne cabuk bitiyor, acaba bunun daha buyugu yok mu? Kumlar uzun uzun aksa hic bitmese...'' diye gecirirdim. :)
Simdi kum saatlerimin hic biri yok, kumlarin suratle aktigi gibi, hayatim da o zamandan bu zamana ne de cabuk akti, gecti...:(  Kendime en kisa zaman da buyuk bir kum saati alacagim ve asla kaybetmeyecegim...
Sonra da kum saati ile yarisacagim hayata karsi...Bu kisacik zamana ne sigdirabilirsem artik...

Sevgiler

This entry was posted on Pazar, Ağustos 15, 2010 at 06:01 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

3 yorum

hayatıma zamanın bu kadar çabuk geçmesini istememiştim.

15 Ağustos 2010 11:02

Zamanın geçmesi beni her zaman korkutmuştur..Özellikle yapamadıklarımı düşününce..

15 Ağustos 2010 15:04

Zamani Rabb'im razi olacagi sekilde gecirmek nasip etsin insallah...
Sevgilerimle

18 Ağustos 2010 23:16

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails
Site'de Kaç Kişiyiz