Katikli Dolma  

Posted by Tespih Taneleri... in


Merhaba arkadaslar bugun size cok sik yaptigim Bitlis yoresine ait hafif ve yine her zaman ki gibi basit bir tarif yazacagim. Bu arada bu tarifi bekleyenler vardi onlara da duyurulur.:) Katikli Dolma. Aslinda bu yemek tatli kabagindan yapiliyormus. Incecik sarma yapargi gibi dilimler kesilip, sarma gibi sariliyormus. Ancak biz normal kabaktan yapmayi tercih ediyoruz. Bence bu sekilde daha hafif ve lezzetli oluyor. Misafirlerimde bu sekli cok begeniyorlar. Zaten bir kac gundur bayagi yogun gecti. Yorgun ve de halsizim bugun, Istanbul'a Masallah hic yaz gelmedi gibi zaten. Hava yine karardi bugun. Kurban oldugum Allah'im hikmetinden sual olunmaz. Ne merhametli biz nankor kullarina karsi. Neyse daha fazla acilmadan tarife geceyim.

Malzemeler:
Yarim kilo kiyma
2 su bardagi ince koftelik bulgur
1 sogan
1 cay bardagi kurutulmus Reyhan ya da nane
1 cay kasigi karabiber
1 yemek kasigi silme tuz
1 tatli kasigi domates salcasi
1 bucuk kilo kabak
uzeri icin:
yogurt
2 dis sarmisak
1 tatli kasigi kirmizi biber
3 yemek kasigi zeytin yagi

Once kabaklari alirken ince uzun olmasina dikkat edin. Kabaklari iyice yikadiktan sonra iki parmak eninde dilim dilim kesin ve oyacakla dilimlerin iclerini oyun. Gelelim kiymaya; kiymanin icine bir sogani rendeleyin, bulguru ekleyin, salcayi, karabiberi ve toz haline getirilmis reyhan ya da naneyi ve tuzunuda ilave edip iyice yogurun. Sogan cok sulu geldiyse veya kiyma biraz vicik olduysa biraz daha bulgur ekleyebilirsiniz. Yani elde edeceginiz ic tipki cigkofte kivaminda olacak. oyle de guzel yogurulacak. Sonra kabaklarin ici doldurulacak. Avuclarinizla kabaklarin icine dogru doldurup bastirin. Tencereye tek tek dizin ve bu islemde bittikten sonra uzerini gececek kadar kaynar su ekleyin ve pisirin. Yarim saatte pisiyor normalde ama bazen kabaga gore degisebiliyor. Kabaklara catal batirip anlayabilirsiniz. Ancak pistikten sonra tencerede asla su birakmayin. Bulgur oldugu icin devamli ceker tadi bozulur. Bu arada kiyma kaldiysa ve dolduracak kabak bittiyse de cig kofte gibi sikin kucuk kucuk, kaynadiktan sonra tencerede kabaklarin ustune atin. Buhariyle pisiyor zaten.
Yiyeceginiz kadar kabaklari tabaga alin uzerine sarmisakli yogurt dokun ve yagda kizdilmis kirmizi biberle susleyip servis yapabilirsiz. Yanindada sivri biber super gidiyor.:)
Afiyet olsun...

Iste Askin Gozyaslarinin Neticesi!  

Posted by Tespih Taneleri... in ,

                                                                            
Hasan-i Basri hazretlerine bir zat gelip:
''Benim bir kizim var, gece gunduz aglamaktan gozleri kor oldu. Sende bir caresi yok mu?''
diyerek  yardim istedi. Hasan-i Basri hazretleri cok uzuldu. Kalkip eve geldiler.Kiza niye agladigini sordu:
Kiz da soyle cevap verdi:
''Efendim, ben asigim. O'na askimdan agliyorum. Dilimden ve halimden anlayan yok. Siz olmasaydiniz, bunlari yine soyleyemezdim. Kor olan gozlerim icin uzulmeye gerek yok.
Eger bu gozler, yarin ahirette Allah'i gorebilecekse; O'na binlerce goz feda olsun, hic kiymeti yok. Eger bu gozler, ahirette Yuce Rabbimi gormeye layik degilse; ben onlari niye goz diye tasiyayim?
Ben Mevla'ya asigim. Eger bu gozler ahirette kor olacaklarsa, dunyada iken kor olup gitsinler.'' dedi.
Hasan-i Basri hazretleri:
''Aynen devam evladim! hic uzulme, Peygamber Efendimiz(sav) buyurdu ki:
''Kisi  sevdigiyle beraber olacaktir.'' Ayrilirken de:
''Biz buraya nasihatci ve hekim olarak geldik, oysa nasihatci ve hekimi bulmusolarak gidiyoruz.'' dedi.

Arkadaslar var mi simdi boyle bir ilahi ask?
Iste ben buna ASK derim. Boylesine tutkulu ve boylesine fedakar, boylesine karsiliksiz...
Kendinden gecercesine, devamli nemli degil o gozler hep islak...
O gozler ki Rabb'ini butun bu guzellikleri yaratan guzeller guzelini gormek ister...
O gozler ki hayata kusmus, insanlara kusmus, Rabb'inden uzak herkese ve herseye kusmus...Ve O gozler ki ebedi kapamis gozlerini
Taa ki asklarin en hakikisini, en gercegini ve cok hak edenini gorene dek...

Allah'im O gozlerden istiyorum bende ne olur!

Sadece Senin icin atacak o yurek gibi bir yurek istiyorum!
Onun gibi, su zavalli gozlerim ve su garib, bi care kalbim senin askinla kiymetlensin istiyorum!
Ya Rabb! Bende nacizane Seni istiyorum!
Ya Rab! Ben de Sana gelmek istiyorum!

Beni kabul eyle Ya Rabb!
Ne istiyorsam SENIN ICIN!
Ne yapiyorsam SENIN ICIN!
Ben SENIN ICIN varim!
SENIN ICIN aglarim!
SENIN ICIN olurum!
Sen ne istiyorsan SENIN ICIN o olurum!
Ben Sana gelmek istiyorum!
Beni kabul eyle Ya Rabb!
Aciz kulun ben geldim!
Beni kabul eyle Ya Rabb!

Yagmurla icimden geldigi gibi...  

Posted by Tespih Taneleri... in


Merhaba arkadaslar, hayretler icinde kaliyorum her gecen gun. Sanki yaz aylarinda degil gibiyiz. Hala usuyorum ve butun gun susamiyorum bile. En sonun da vardir bunda da bir hikmet dedim ve yagmuru seyrederken tefekkure daldim.
Ne buyuksun Allah'im, ne yucesin nasil da yagdiriyorsun rahmetini layik olmadigimiz halde. Oruc tutmayi mubarek ay da ne kadar da kolaylastirdin, hamdolsun sana ya Rabb binlerce kez hamdu sena olsun. Gormek isteyenlere ne guzel bir ibrettir bu yagmur bu serinlik olmayacak zamanda.
Ya Rabb! hikmetlerini anlama kabiliyeti ihsan et bize...
Yagdirdigin rahmeti yureklerimize de yagdir, icimizi titretircesine...
Temizle icimizi istemedigin her seyden...
Oyle coskulu yagdiriyorsun ki bazen, sadece bakakaliyorum,
Dokulu veriyor dilimden dualar, aminler, ince ince yakarislar...
Duyuyorsun biliyorum ya
Ben nasil duyuyorum her yagan damlanin sesini
Sen de beni duyuyorsun biliyorum ya
O yuzden yagmur yagdiginda sessiz ve yalniz, seninle basbasa kalmayi istiyorum.
Birinci kat gokten sana kadar acik rahmet kapilari biliyorum ya
O yuzden susamiyorum, sessiz bir sekilde icten ice yalvariyorum
AFFET AFFET AFFET, disarda yagan rahmetin hurmetine AFFET!
 diye nasilsa duyuyorsun biliyorum ya!
Nasilsa affedeceksin inaniyorum ya yeter!

Aciz ve bi care kulun Husna

Receb-i Serifin Eyyam-i Biyd (onuc, ondort, onbes) oruclarina dikkat!  

Posted by Tespih Taneleri... in


Esselamualeykum ve rahmetullah Receb-i serifin yari gunlerine geldik sayilir. Bugun onucu ve bu bana EYYAM-I BIYD (onuc, ondort, onbes) oruclarini hatirlatti. Bugunleri mutlaka oruclu gecirmek gerektigini hatirlatmak istedim. Aslinda bugun bir gunu gecti ama olsun onumuzde iki gun daha var.
Allah rizasi icin Yardan'a ozel bir gayretle bu gunleri onu razi olacagi sekilde gecirmeye gayret edelim.
Bugunlerle ilgili sahih kaynakli bir kac rivayet aktarayim:

Hz. Ali(ra) soyle buyurmustur:
''Recebin onucuncu gununun orucu, uc bin sene oruc gibidir. Ondordunun orucu, onbin sene gibidir. Onbesinci gun ise onucbin seneye denktir.''

Enes(ra)'dan merfu'an rivayet edilen bir hadis-i serifte Rasulullah(sav) soyle buyurdu:
''(Herhangi bir aydan) onuc, ondort ve onbesinci gunler olan, eyyam-biyd-i oruclu gecirene, Allahu Teala, birinci gunde onbin sene, ikinci gununde yuzbin sene, ucuncu gununde ise, uc yuz bin senelik ecir vardir.''

Rivayete gore; Adem (as):
''Ya Rabbi! Vakitlerin ve gunlerin sana en sevgilisini bana bildirir misin?''
diye yalvardiginda, Allahu Teala:
''Gunlerin Bana en sevgilisi, Receb'in yari gunudur. Her kim recebin ortasinda, oruc, namaz, sadakayla Bana takarrub ve ibadette bulunursa, Benden ne isterse, mutlaka ona veririm, Benden af isterse, mutlaka onu bagislarim.
Ey Adem! Recebin yari gununu her kim namusunu koruyarak, malindan tasaddukta bulunarak, oruclu ve zikir uzere gecirirse onun icin, cennetten baska bir karsilik yoktur.''
buyurdu.

Rasulullah(sav)'den bir rivayette soyle:
''Receb'in yarisinin orucu, otuz senelik oruca denktir.''

Rivayete gore; ''Dort sey, kabir azabini hafifletir. Bunlar da:
1-Her an ve her zaman Kur'an okumak
2-Her mekanda yetime ikram etmek
3- Receb ve Sabanin eyyam-biyd oruclarini tuitmak
4- Gece yarisi namaz kilmak ki, o, kalbi nurlandirir ve Rahman'in rizasini celbeder.''

Hamburger  

Posted by Tespih Taneleri... in



Merhaba arkadaslar, ne zamandir canim muthis bir sekilde hamburger istiyordu, cok severim zaten. Ancak malumunuz her yerde yiyemiyoruz ya da yemek istemiyoruz. Can dostumun annesi Muzeyyen teyzeye soyledim. Hemen hamburger tarifi verdi bana Allah razi olsun. Ilk firsatta denedim tabi ki, hatta sibel diye cok tatli bir arkadasim vardi bende cocuklariyla birlikte. Oyle guzel oldu ki hepimiz ikiser tane yedik. Yani hambergerde aradigim, istedigim tadi bulmustum sonunda. Sibel'in cocuklari Deniz ve Selim hala ne zaman beni gorseler ''bize hamburger yapar misin?'' diye mutlaka sorarlar. Disarda ne oldugu belli olmayan yerlerde yemektense boylesi daha icimize sindi. Neyse cok uzattim yine hemen malzemeleri vereyim.

Malzemeler:
400 gr kiyma
1 su bardagi kurutulmus, toz haline getirilmis ekme
1 sogan rendesi
1 yumurta
1 tatli kasigi tuz
1 cay kasigi karabiber
1 cay kasigi kimyon
2 yemek kasigi zeytin yagi
1 tane domates
Kivircik
Haburger ekmegi

Bir kapta kiymayi, kurutulmus ekmegi, sogani, yumurtayi ve diger baharatlari ekleyip iyice yogurun. Oklava varsa iyi olur yoksa elinizle masayi yaglayin, oklavayida yaglayin ve yufka acar gibi kiymayi ince bir sekilde acin. Sonra agzi genis bir bardakla daire seklinde dilimler elde edin. Bardagi ters cevirip kiymanin uzerine bastirinca dilimler kendiliginden olusuveriyor. Tavada yagi gezdirip,(koftelerin yapismamasi icin), pisirmeye baslayabilirsiniz (izgara seklinde). Kizarana kadar pisirin. Ayri bir yerde arasina koyacagimiz malzemeleri hazirlayabilirsiniz. Mesela kizarmis patates, dilimlenmis domates ve salatalik tursusu ben arasinda kivircigi da cok severim. Ketcap ve dilerseniz mayonezde ekleyebilirsiniz. Bu arada tost makinesinde hamburger ekmegini isitmayi unutmayin. Kofteler pistikten sonra ekmegin arasina koyun malzemeleri sirayla birer dilim ustuste gelecek sekilde hazirlayin. Bazen cift kofte koyup daha lezzetli bir hale getirebilirsiniz :) Mutlaka deneyin.
Afiyet olsun...

Tesbih Taneleri Mim'lendi!  

Posted by Tespih Taneleri... in

                                                       


  Merhaba arkadaslar, sevgili Sakli Inci,  http://meknun.blogspot.com/  beni mimlemis. Beni daha iyi taniyacaginizi dusunuyorum artik. Iste Tespih Taneleri...

Felsefem: Benim felsefem; Hayatta herseyimin tamamen Allah'a ve Rasul'unun rizasina uygun olmasi, yine her sartta nefis muhasebesi ve Allah'in Vekil ismine siginip herseyi neticesini O'na birakmaktir. Cunku  yurekten inaniyorum ki,  kuluna karsi bir anadan dahi daha merhametli olan Mevla bana her seyin hayirlisini nasip etmistir ve edecektir.

Hayat:'' Nasıl bir hayat yaşıyorsanız öyle ölürsünüz. Nasıl öldüyseniz öyle de dirilirsiniz'' hadis-i Şerifi geldi aklima. Hayat uzun gibi gorunen ama cok kisa suren bir imtihan sureci bence. Hayatin degeri uzun yasamakta degil, dogru yasamaktadir. Mevla'nin yarattigi guzelliklerin farkinda olsak, hayat cok guzeldir aslinda...Hayat her zaman surprizlerle doludur iyi ya da kotu...

Cocukluk: Masumiyetin gostergesi, cocukluk benim hep kalmak istedigim, hic unutmadigim ve daha hala ara ara kendime bu konuda firsat verdigim bir donemdir. Ben, her insanin hayatin her doneminde icinde cocukluk hislerinin olduguna inanirim ki, kac yasina gelmis bazilarinin yaptiklari cocukluklari gorunce bu konuda hic suphem kalmaz dogrusu. Yani hepimizin buyumeyen bir yonu vardir esasinda zaten olmasi gereken ve sahip cikmamiz gereken...

Gunes: Umuttur benim icin gunes. Her yeni gunde guzel bir baslangic isigidir. Gunes Efendimiz(sav)'den alirmis nurunu, isigini, parlakligini ve hic sonmeyisini. O'na bazen ozellikle bakmaya calisirim gozlerim kamasir ve hep icimden geciririm Ya Rabb! nurumuzu sondurme diye.

Gozler: •Göz, bazı dimağların penceresi, bazılarının dürbünü ve bazılarının da aynasıdır. Bazen dudakların bitiremediği cümleleri, gözler tamamlar. Gozler benim icin cok anlam ifade eder, bence goz kalbinin baktigi yerdir. Gerci oyle bir zamandayiz ki artik  gozlerde anlamsiz bakislar artti. Eskiden sus soyleme sevdigini derdi asik, gozlerin yeter, nerde simdi bir bakisiyla destan yazan gozler. Yine de yurek yansir bazen gozbebeklerine insanin, ancak yakalamak lazim. Insanlar gibi gozlerde yalanci oldu, Allah kalb gozu acik olanlardan eylesin.

Yildizlar: ''Biz gokyuzunu sizler icin yildizlarla susledik.'' Kurban oldugum Allah'im ne guzel de suslemis. Mardin'de tahtlar vardi damlarda, geceleri sicaktan hep tahtlarda uyuruduk. Her tarafi kapali ustu acik super manzarali bir uyku keyfi:) Elini uzatsan tutacak kadar yakin gelirdi bize. Yildizlari seyrede seyrede uyurduk. Bazen de uykum kacardi, uzun uzun dusunurdum nasil da boyle guzel ve parlak yaratmis Mevla. Bir de oyle coktular ki. Burda uc tane gorsem sukrediyorum.

Guzellik: Guzel deyince sadece aklima  Allahu Teala geliyor. Ne zaman guzelliklerle karsilassam, hep derim ki kendi kendime, bu  guzellikleri, bu dunyayi boylesine muntazam, bu kadar guzel yaratan Allah kim bilir ne kadar guzeldir...

Sevgi: Allahu Teala sevgi uzerine yaratmis herseyi. Once sevmis sonra yaratmis. Sevmenin tarihcesi bayagi oncelere dayaniyor, Allah razi olacagi sekilde bize sevmeyi nasip etsin. Sevgi hep kendinden vermektedir hic bir sey beklemeden Rabbim hak edenleri karsimiza cikarsin.

Ask: Yagmurlarında ıslandıgı bir yağmur vardır...adı ask... Ateslerinde yanıp kul oldugu bir ates vardır...adı ask... Kelebekleri intihara surukleyen yıldızlarıda kaydiran aslında ...ask... Golgelerin golgede kaldıgı bir durumdur, sırların sır verdigi bir haldir ...ask... Ve aslında askında asık oldugu bir ask vardır. ilahi ask...Baska asklarin hepsi kendini kandirmadir ve ziyanliktir hayat adina...

Erkekler: Nedense bu konuya gelince soyle bir durdum cunku aslinda yazacak cok sey varken hic bir sey yazamiyorum. Efendimiz(sav) gibi ya da O'na benzeyen ya da bezemeye calisan, Allah'in koydugu hududlara hakkiyla riayet eden, kadina emanet nazariyla bakipta gozunden bile sakinan malesef yok. Rabbim takva sahibi kimselerle karsilastirsin insallah...

Savas: Caresizlik, kan, olum, kayip ve gozyaslarinin sel olup akip giitigi, korkunc bir durum Allah sebeb olanlara ya da olacaklara firsat vermesin. Yanik yureklerle dolu yiginla insan savas maduru...

Aglamak: Ne hikmettir,şu dünyaya,Gelen ağlar,giden ağlar. Ağlamak,bir ibadettir ve Hakka karşı tevâzu göstermenin, şiddet hâlidir. Yakaristir ve acizligi Mevla'ya gostermenin bir cesit ifade seklidir ayni zaman da rahatlatir yuregi, ferahlatir icimizi aglamak.

Deniz: Benim vazgecilmezimdir deniz. Hayal bile edemeyeceğin uzakların o kadar da uzak olmadığını bilmektir...En kara bulutları en sert rüzgarları en büyük dalgaları insanlarla uğraşmaya tercih etmektir...
İnsanın yalnız doğduğunu ve yine yalnız öleceğini hatırlamaktır...Bir son varsa sonuna kadar gidilecek yerdir...Hayatında bir kere bile olsa gidip dönmemeyi düşünmektir...Deniz benim icin cok seydir...

Ayna: Insanin kendiyle yuzlestigi yerdir. Bazen ruhun aynasi yansir, yuzlerde ki saf, masum guzellige o ayri tabi...

Hayaller: Hayalsiz hayat gecermiydi bilmem. Hayaller umududur insanin ve eger azimliysen bir gun gercek olabilirde...Ben cok hayal kurarim asla gerceklerden kopmamak sartiyla.
''İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar '' Ne guzel soylemis Yahya Kemal

Bende mimlemek istedigim arkadaslarimi yazayim:
http://www.kararli.blogspot.com/
http://hamaratel.blogspot.com/
http://www.inciminci.com/
http://ebruliyemektarifleri.blogspot.com/
http://guvercingerdanligi.blogspot.com/
http://ayine-idevran.blogspot.com/
http://ymekyapalim.blogspot.com/
http://kainatamektup.com/http://
muhteremleafiyetle.blogspot.com/
http://susamcorekotu.blogspot.com/

Receb Ayinda Gunahlar da Sevablar da Kat Kat Yazilacak  

Posted by Tespih Taneleri... in

                                                                       
''Sakin   o  aylarda  nefislerinize  zulmetmeyin.'' Tevbe suresi/36

Bu ayet-i kerime de gecen ''zulum''den maksat mufessirlerin beyanina gore; gunah islemektir. Receb ayi malumunuz uzere haram aydir. Gunah islemek her zaman yasaksa da, ozellikle hurmetli ve yasakli olan bu aylarda islenen masiyet, aynen ihramli ikenve Ka'be hareminde islenmis gibi kat kat fazladir. Ben bugun bu konuya deginmek istedim. Bayagi hadisler ve ayetler zaten yazilmis. Ancak bu ogrendiklerimiz amel etmemize vesile olmuyorsa hic bir kiymeti olmaz hayatimiz adina...
O halde Allahu Teala'nin buyuk tuttuklarini onemsememiz gerekir. Mesela; aylar icinde haram aylar ve uc aylara verdigi deger, gunler arasinda Cuma ve arefe gunlerine lutfettigi meziyyet, saatlerden farz namaz vakitlerine bahsettigi fazilet tartismasizdir.
Mevsim gozetmeyen tacirin, kardan mahrum olmasi gibi, faziletli zaman dilimlerini bos geciren kulun da ebedi karlari zayi edecegi muhakkaktir.

Rasulallah (sav) soyle buyurmustur:

''Suphesiz ki recep, Allahu Teala'nin, kendisinde sevaplari katladigi, tevbe edenlerden gunahlari sildigi, dualarin, kendisinde kabul edildigi ve sikintilarin kendisinde acildigi buyuk bir aydir.''

'' Haram aydan bir gunun orucu, digerlerinin otuzundan efdaldir.''

Bunun gibi daha bir cok hadis-i serif yazabiliriz ancak burda altini cizdigim ve onemle anlatmak istedigim mevzu sudur ki; Her hangi bir gunah islediginiz de normal zamandan kat kat gunah yazilacagi, her hangi bir hayir islediginiz de ise kat kat sevab yazilacagidir.
Receb ayina ozel bir hurmet gosterirsek ki bu Allah'in ayi olmasi hasebiyle en basta, Allah'ta bize ozel muamelede bulunacagini vaad ediyor. Mesela namazlari arada kaciriyorsan bu ay namaza daha bir ozen goster. Rabbim bu gunleri layikiyla kensinin de razi olacagi sekilde gecirmek nasip etsin insallah. Amin.

Hikmet damlalarindan iki tane inci tanesi  

Posted by Tespih Taneleri... in


                                                                             
Osman bin Affan(ra) bir gun yatsi namazina gelmisti. Cemaatin henuz az oldugunu gorunce mescidin gerisinde bir yere uzandi ve insanlarin cogalmasini beklemeye basladi. O esnada ibn-i Ebi Amre gelip Hz. Osman'nin yanina oturdu. Osman(ra) kim oldugunu sordu. O da kendisini tanitti.
Hz. Osman(ra):

_''Kur'an'dan ne biliyorsun?'' diye sordu. O da ne kadar bildigini haber verdi.
Daha sonra Hz. Osman(ra) soyle dedi:

_''Ey kardesimin oglu! Rasulallah(sav) Efendimiz'i soyle buyururken isittim:
 ''Yatsi namazini cemaatle kilan kimse, gecenin yarisini namazla gecirmis gibidir. Sabah namazini cemaatle kilan kimse ise butun gece namaz kilmis gibidir.'' Tirmizi, Muslim


                                  
                                                                       ***********


Sura ehli tarafindan bey'at edilerek halife secilen Hz. Osman(ra) uzgun bir sekilde Hz. Peygamber'in minberine cikti. Allah'a hamd u senada bulunup Hz. Peygamber'e salat u selam getirdikten sonra sunlari soyledi:


''Siz her an degismekte olan bir yurttasiniz ve hayatinizin bundan sonra ki kismini yasamaktasiniz. Oyleyse henuz gelmeden, gucunuz yettigince olume hazirlaniniz!
Omrunuzu en hayirli amellerle degerlendiriniz. Sunu biliniz ki bu imkan sizlere verilmistir. Unutmayiniz, eceliniz sabah ya da aksam hic beklemediginiz an da size gelebilir. Bu dunya aldatma uzerine kurulmustur.

Nitekim Allah Teala soyle buyurmaktadir:


''SAKIN DUNYA HAYATI SIZI ALDATMASIN ve seytan ALLAH'IN AFFINA guvendirerek sizi KANDIRMASIN! '' Lokman suresi/ 33

Bogazicin'in cicekten taci erguvan agaci (Notlara devam...)  

Posted by Tespih Taneleri... in




Bogazici gezisinden notlara devam etmek istiyorum bugun, ozledim heralde bayagi oldu tabi  gitmeyeli, sirin bir kafede guzel bir turk kahvesi icmeyeli.:)
Bogazicin'nin ozelligidir erguvan agaci, cok farkli ve guzel gosterir etrafinda ki yalilari. Erguvan agacini Bogazici'ni arastirirken ogrendim, cicek acan sik bir agactir. Kurban oldugum Mevla bu guzellige daha da bir guzellik katmis bu agacla bogaza.



Bu resimde simdilerde unlulerin takildigi bir eglence mekani...Yine erguvanla bezenmis tablo gibi bir goruntu...
Osmanlilar'dan sonra erguvan agacina muslumanlar hilkatin, yaratilisin bir numunesi bir nisanesi olarak hayranlikla bakarlar. Huday-i nabit bir bitki olan erguvan, keciboynuzuna benzer tohumlariyla ruzgar vasitasiyla dagilarak, toprak ve yagmur marifetiyle yeni fidanlar olarak cikar ve cogalir. Bogazici'nde ki ilk erguvan, Sarayburnu aciklarindan baslar. En buyukleri de oradan Sultanahmet'e dogru olan bolgede bulunur.

 

Istanbul yalilari ve kosklerinde bir anlamda cati kati diyebilecegimiz, daha cok seyir ozelligi olan, manzaraya hakim bir bakis saglayan bolume cihannuma denir. Evin butun gurultu, kargasa ve hareketinden uzak olarak yukaridaki cihannumada hem pek safali vakit gecirilebilir.hem de manzaraya, mehtaba, bulbul sesine acik bir yasanti surulur.

Essiz Bogaz! Serefli hayalin derindedir!
Senden kalan o levhada her sey yerindedir.
Yahya Kemal


Istanbul deyince eskiden sadece Uskudar,Galata ve Surlar gelirdi akla. Buralar sehir diger yerler koy hukmundeydi isimlerinden anlasilacagi uzere: Kadikoy, vanikoy, Arnavutkoy vs...
Eski istanbul'un bir ozelligi de kisin ve yazin ayri evlerde oturmakti. Kisin sehir merkezinde konaklarda, yazin leb-i derya(denizin dudaginda) yalilarda otururlardi. Yalilarda bu guzelim koylerde tabi.:)

Ne kaldi ruha teselli serabdan baska
Bogaz'da uc gecelik mahtabdan baska
Cihanda olmadi bir hisse-i verasetimiz
Bebek  Koyun'nda temasa-yi abdan baska
Yahya Kemal

Haluk Dursun hocanin Bogazicin'de kirk yilim kitabini cok severek okudum, zaten o kadar guzel anlatmis ki Bogazici'ni, bir kez daha hayran oldum. Kitabin bolumlerinde ara ara bogazin mehur sairlerinden alintilar yapinca hakikaten kitap doyumsuz bir hal almis. Mesela diyor ki:
Kandilli burnunda ki akinti sesi yamaclarda ki ruzgarlada birlesince ozellikle mecnuniyete dusmus olanlara cok iyi gelir. ''Bir vefasiz yare dustum, hic beni yad etmiyor'' diye uzulenlerin, ''Derdimi ummana doktum, asumane inledim'' diye bagirasanlarin, ''Sad eyledi gonlumu, bir gozleri ahu'' diye aglayanlarin ve bir zamanlar ''baht-i kara maderi''ni kurtarmak, eskiyi unutup ''Yine bir gulnihal aldi bu gonlumu'' diye yeni asklara yelken acmak uzere gittikleri sahil, Kandilli akinti burnuymus.


Harika bir tablo daha Masaallah, Barekallah demekten baska aklima baska bir sey gelmiyor, tabi kendi kendime kurdugum hayaller haricinde.:) Ozellikle fistik caminin arkasindaki bordo yaliya dikkat! Cok guzel. Insallah bu dunya da olmadi ahirette Rabbim daha guzelleriyle bizleri nasiplendirir. amin.

Beni de alin ne olur koynunuza hatiralar
Bir omur tukenecek yolunuza hatiralar...

Receb Ayina Ozel Bir Hadis-i Serif  

Posted by Tespih Taneleri... in ,



                                                                        
Ibni Abbas(ra)'dan rivayet edildigine gore Rasulallah(sav) Efendimiz soyle buyurdu:
 Imran oglu Musa(as) bir kere, Cebrail(as) ile gorustugunde ona:
''Ayet-el Kursi'yi ne kadar okuyana ne kadar sevap var?'' diye sordu.
Cebrail(as) da, oyle ecirler bahsetti ki, Musa(as) bunlari kazandiracak kadar okuyamayacagini anlayinca, Rabbinden kendisini bu sevaplari kazanmaktan aciz birakmamasini soyledi.
Sonra Cibril-i Emin tekrar gelerek ona:
Rabbin sana buyuruyor ki:
Her kim her farz namazinin pesinden bir kere:
''Ey Allah'im! Ben sana her nefes, her an ve saniye, gok ve yer ehlinin her goz acip-kapayisindan ve ilminde olacagini bilipte, su an da mevcut olan, istikbalde mevcut olacak veya evvelce gecmis olan herseyden evvel Ayet-el Kursi'yi takdim ediyorum.'' deyip;
Ayet-el Kursi'yi sonuna kadar okursa, yirmi dort saat olan gece ve gunduzun her saatinde, o kulumdan bana yetmis milyon hasene yukselir ve Sur'a ufurulunceye kadar, melekler onun sevabini yazmakla mesgul olurlar.''

Hayirli Cuma'lar arkadaslar, mubarek bir geceyi gecirdik, Rabbim insallah hepimizin hayirli dualarini kabul buyursun. Bu hadis-i ben cok seviyorum. Dikkatli okuduysaniz Ayet-el Kursi'yi cok guzel anlatmis hem de onemli bir ozelligine vurgu yapmistir. Anliyoruz ki burda hic bir sey daha yaratilmadan Ayet-el Kursi vardi.
Recep ayi Allah'in ayinda dualarin kabul edilecegine dair bir cok hadi-i serif vardir. Bu mubarek gun ve geceleri insallah boyle dualarla susleyip, taclandiralim. Bu aya ozel hazirliklar yapip, kendimize her zamankine gore daha cok ceki duzen vermemiz lazim. Mesela su NAMAZ olayi, bir kilip, bir birakiyorsak, en azindan bu aya ozel dikkat edip hic birakmayin ki iste o zaman bu Allah'in ayina ozel hurmet gostermek olur ki Mevla'nin cok hosuna gidecektir. Bu yukarda ki hadis-i bu aya ozel olarak bende size takdim ediyorum ki insallah istifade edin ve beni de dualariniz da unutmayin. Ben dua dilencisiyim yine bu aya ozel sizden her gun dua isteyebilirim. Efendimiz(sav) buyurdugu uzere:

''Bir mu'minin bir mu'mine yaptigi dua makbul duadir.''

Yine bu aya ozel olarak Allah'in hosuna gidecek ameller isleyin. Mesela bir yetimi sevindirin, hepimizin etrafinda vardir. Bastan asagi bir kiyafet ya da bir basortu ya da hediyelerin en anlamlisi bence bir SECCADE...
Receb ayina ozel oruc tutun. Bir gun tutacaginiz oruc bile size ahirette sefaatci olacagina dair hadislerle sabittir. Konuyla ilgili hadisleri en kisa zamanda sunacagim...Allah'a emanet olun ve dua dilencisi(yani beni) kapinizdan bos cevirmeyin. Rabbim bu ayin bereketinden ve rahmetinden hepmizi nasiplendirsin insallah...amin
                                                                           
                                                                                         

Kandiliniz Mubarek Olsun, Dualarda Bulusalim...  

Posted by Tespih Taneleri... in





ihsan eyle yarab biz aciz kullarına, kandillerle gönüller diri, ruhlar pâk ola...

Deki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi asan kullarim!
Allah'in rahmetinden umit kesmeyin.
Cunku Allah butun gunahlari bagislar.
Suphesiz ki O, cok bagislayan cok esirgeyendir.
Zumer suresi- ayet 53

Allah'ın nimet, rahmet ve mağfiretinin müminlere bol bol ihsan edildiği gece manasına gelen Regaib Kandili'nde, bir yıllık yaşantımızı, ibadetlerimizi ve iyiliklerimizi iyi düşünecek ve ona göre hayatımıza çekidüzen vererek samimi bir teslimiyetle nefis muhasebesine gireceğiz. Bu gece hayırlı bir gece, yüreklerimiz ibadetle çarpsın, gönüllerimiz bir olsun insallah...

Enes b. Malik ( r.a. )'dan şöyle rivayet edilir: Receb ayı girdiğinde Hz. Peygamber şöyle derdi:

 "Allahım! Recep ve Şaban'ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259)

Receb ayında yapılan dua kabul edilir, günahlar affedilir. Bu ayda günah işleyenin cezası da kat kat olur.

 Hz. Hüseyin ( r.a) anlatır:

“Kâbe’yi tavaf ederken, yanık sesle Allahü teâlâya dua eden bir kimsenin sesini işittik. Babam bunu çağırmamı emretti. Güzel yüzlü, temiz bir kimseydi. Ancak sağ tarafı felç olmuş, kurumuş, hareketsiz idi. Ona, “Sen kimsin, durumun ne böyle?” dedim. O kimse dedi ki:

“Adım Menazil... Ben çalgı çalmak, şarkı söylemekle şöhret salmış, Arabistan’ın ünlülerinden bir gençtim. Hep nefsin arzuları peşinde koştum. Receb ve Şaban aylarında bile, bu günahlara devam ederdim. Salih babam, beni bu günahlardan kurtarmaya çalıştı. Bana, “Allahü Teâlânın azabı şiddetlidir, bir anda kahredebilir. Kötü arkadaşlardan vazgeç, bu kötü işleri bırak! Melekler ve bu aylar senden şikâyet ediyorlar” dedi. Nasihate hiç tahammülüm yoktu. Babamın üzerine yürüyüp, döverek susturdum. Üzüntülü ve kırık kalble, “Bu aylarda oruç tutup, geceleri ibadet ediyorum. Beytullah’a gidip şerrinden korunmak için, Allahü teâlâdan yardım dileyeceğim” dedi. Bir hafta oruç tutup, Kâbe’ye giderek, “Ey Rabbim, mazlumların âhını yerde bırakmazsın. Bu ayda, bu mübarek yerlerde yapılan duaları red etmezsin. Hakkımı oğlumdan al, onu felç et!” diye dua etti. Henüz duası bitmeden sağ tarafım felç oldu. Beni gören, “Baba bedduasına uğramış kişi” derdi.”


Hz. Hüseyin, “Baban bu hâline ne dedi?” buyurdu. O genç, “Babamdan özür diledim. Onun da babalık şefkati galip gelerek beni bağışladı. Beddua ettiği yerde, bu sefer şifa bulmam için hayır dua etmek üzere deve ile gelirken, devenin ürkmesi ile babam düşüp öldü. Şimdi çaresizim.” diyor. Hz. Ali bu felçli gence dua ediyor, Receb’de yaptığı bu dua bereketiyle de Hak teâlâ ona şifa ihsan ediyor.

 Hz. Aişe ( r.a ) validemiz, “Resûlullah, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çok önem verirdi.” buyuruyor. Çünkü Hadis-i Şerifte, “Ameller Allahü teâlâya pazartesi ve perşembe günleri arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini istiyorum.” buyururdu. (Tirmizî)

Ayrica  Allahü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder. Bu ay Allah'in ayidir. Bol bol oruc tutmaya calisalim kendimizi alistiralim yavas yavas Ramazan'a. En guzel nefis terbiye etme yontemidir oruc.
Ben su rejim yapanlari fazla anlayamiyorum yani belli bir listeye uymaya calisip kendini strese sokmanin, gram gram her gun tartilarda hesap yapmanin ne alemi var. Bence bir insan bir gun arayla su uc aylari orucla gecirse hadi belki fazla olur hafta 3 ya da 4 gun oruc tutsa, zaten mide kendiliginden kuculur. Ayrica iftarda yine hadislere bagli kalarak midenin ucte birini doldursa hem sunnet sevabi alacak hemde ne guzel zayiflayacak. Zor gelir tabi ama kolay hic bir sey yok. Yaptiginiz ya da yapacaginiz her isi Allah rizasina yonlendirin ki yalniz dunya hayatini degil, ahiret hayatini da ihmal etmemis olursunuz.

Bu gece kulun yalvarış ve yakarışlarını Yüce Mevla'ya sunacağı ve O'nun sonsuz affından, merhametinden, iyiliğinden bol bol yararlanacağı umut, huzur ve müjde gecesidir.


Allah'ın rahmeti, bereketi sizinle olsun, gönül güneşiniz hiç solmasın, yüzünüz aydın olsun, kabriniz nur dolsun, makamınız Firdevs, dualarınız kabul olsun.

Avuçların açıldığı, gözlerin yaşardığı, ilahi esintilerin kalpleri okşadığı anın bir asra bedel olduğu bu gece dualarda birleşmek dileğiyle...

Talihiniz gözleriniz kadar berrak, kaderiniz bakışınız kadar güzel, umudunuz yarın kadar yakın, yarınınız aşkınız kadar mutlu, aşkınız Miraç kadar mukaddes, dualarınız istediğiniz gibi makbul olsun.
SIZLERDE BENI DUALARINIZDA UNUTMAYIN OLUR MU?













                                                            


Tasavvufun Gayesini ve Yolunu Merak Ediyor musunuz?  

Posted by Tespih Taneleri... in

                                                                                                                                                                                                                                      
Esselamualeykum arkadaslar, size bugunde biraz tasavvuftan bahsetmek istiyorum. Arastirdikca bilmedigimiz,yapmadigimiz seyleri gorunce cok uzuluyorum, belki biraz gayret ederiz bir seyler icin,  belki bu mubarek ay baslangici olur bazi alacagimiz kararlarin...Ne dersiniz?
Kulun Kur'an ve sunnet rehberliginde tevbe ile baslayan nefis tezkiyesi mucahedesi (ic alemi arindirma gayreti) ihlas, takva ve zuhd esaslarina riayetle bir ''hayat tarzi'' haline gelecek ve salik (bu yola giren kimse) Cenab-i Hakk'in(cc) rizasina ulasabilmek icin hayatinin her aninda nefsini kontrol altinda tutabilmenin gayreti icinde olacaktir. Cenab-i Hak(cc) soyle  buyuruyor:

''Muhakkak Allah indinde en degerliniz, en cok takva sahibi olaninizdir.'' Hucurat/ 13

Mu'min bir kulun, gunluk yasantisinda, ibadetlerinde ve kendisi disinda ki varliklarla iliskilerinde bu uc noktaya (takva, zuhd, ihlas) titizlikle riayet etmesi hayati oneme sahiptir. iste bunu saglamak Tasavvufun en onemli gayesidir.
Suphesiz bunun yolu da, nefsi, Ahlak-i Zemime (kotu huy ve aliskanliklar) dan arindirmak, bunlarin yerine Ahlak-i Hamideyi (ilahi rizaya uygun aliskanliklari) ikame ederek olgunlastirmak; Kalbi, Cenab-i Hakk'in(cc)
nazar ve iltifat edecegi bir tecelligah haline getirmek ve ilahi emir ve yasaklara en ince noktalarini gozeterek riayet etmeye calismaktan gecer.


Mevlevi asistanesinde sergilenen Seyh Ulu Arif Celebi'ye ait 700 yasindaki 990'lik Tesbih ve Nur!

Tasavvufun zorunlu TEK demirbas gereci ya da dervisin herseyi: Tesbih

(Tesbihim; Benimde asla yanimdan ayiramadigim onsuz kendimi cok kotu hissettigim en degerli olmazsa olmazimdir.)
                                                                       
Tasavvufi yolda "Silsile" günümüzde kendisine biat edilen Mürşid-i Kamil'den Rasulullah (s.a.v.)'e kadar ulaşan bir manevi zincirdir.
Bu zincirin sağlam oluşu tasavvufi feyz ve bereketin intikalinde çok önemli olduğundan intisab edilen tasavvuf yolunun "açık" olmasının ve manevi feyz akışının "aktif" oluşunun en büyük delili
"sahih bir silsile"ye sahip olmasıdır.
Tasavvuftaki "Allah’a giden yollar mahlûkatın nefesleri sayısıncadır." anlayışı sebebiyle tarikat sayısında bir sınırlama -teorik olarak- yoktur.
İtikadi bakımdan kitap ve sünnete bağlı, ehl-i sünnet ve’l-cemaat anlayışını benimseyen, ibâdet ve muâmelâtta İslâm’ın temel esaslarını uygulayan ve manevi bir silsileyi sürdürme yetkisine sahip mürşid-i kamiller tarafından temsil edilen tarikatlar "hak" tarikatlardir.


Tarikat-ı Mevleviyye-yi Aliyye Müntesiblerinin Yoldaki Makamlarıyla Mütenasib Olarak Kullandıkları Tac,Sarık ve Takkeler.
                                                                           

Herseyin esasini ogrenmek ondan sonra yolu belirlemek lazimdir. Gunumuzde insanlari boyle meselelerden oyle korkutmuslar, oyle sogutmuslar ki daha tarikat deyince insanlarin yuzunun rengi degisiyor. Ben sahsen Allah'a, Rasul'une ve de dinine karsi mucadele halinde olan herkesi Yaradan'a havale ediyorum. Tarikat, tasavvuf, zikir, ihlas vs. bunlar birbirine zincirleme bagli sadece Allah'a kisa yoldan ulasmak icin tutunmamiz gereken sebeblerdir. Allah esas ilmi ogrenmek nasip etsin cumlemize insallah...
Mubarek ay da dualariniz da unutulmamak umidiyle...

Nikah Sekeri Yerine Boylesini Hic Dusundunuz mu?  

Posted by Tespih Taneleri... in




Mubarek uc aylardan Recep ayinin ilk gununu gecirdik, Rabbim tamamini razi olacagi sekilde gecirmek nasip etsin cumlemize insallah. Dun gece cok sevdigim arkadasim Gulfer Cebecioglu'nun ki artik Gulfer Taban oldu:)  dugunu vardi. Harika bir cift oldular. Dugunleri de cok eglenceli ve guzel gecti. Kendileri gibi guzel bir sey dusunmusler bende sizinle paylasmak istedim. Dugun oncesi nikah sekerlerini hazirlarken sanirim  esi Ahmed'in aklina gelmis once, Nikah sekeri yerine resimde ki gibi kucuk fistik cami fidani dagitalim hem guzel bir hatira olur, hem de her fidani ekenin sevabina ortak oluruz diye dusunmusler. Nasil hosuma gitti anlatamam, muthis guzel ve hakkaten cok mantikli bir fikir olmus bence de. Yeni evlenecek olanlara burdan bir fikir olsun...
Klasik nikah sekerleri gibi bir kenara atip ya da sus diye saklamaktansa bir ise yarar hic degilse, bu bir yana hem sevaba girmis olacaksiniz hem de cevreye katkida bulunmus olacaksiniz. Biz treni kacirdik darisi sizin basiniza:) Selam ve dua ile...
Bu arada Sevgili Gulfer ve Ahmet Taban ciftine sonsuz mutluluklar dilerim...








Istanbul'un Tarihi Kapilarini Biliyor muydunuz?  

Posted by Tespih Taneleri... in






Bir zamanlar Istanbul'a ancak kapilardan girilebiliyordu. Ne karayolu, ne giseler, ne haydarpasa ne de sirkeci gari vardi. Ziyaretciler  sehri cevreleyen surlarda ki kapilarda bekletilip izinleri kontrol edildikten sonra kente aliniyordu. Kapilar sabah acilip, aksam kapaniyordu. Sehirde uzun yillar hizmet veren 60 kapinin bir cogu gunumuze kadar ayakta kalamasa da bulundugu bolgeye verdigi isimle yasamaya devam ediyor. Yukardaki resim Topkapi mesela...
Eski istanbul'da Topkapi, Uskudar, Galata ve Surlar istanbul'du diger yerler koy hukmundeydi.
Gecenlerde bir gazetede karsima cikti ilginc geldi. Sizinlede paylasmak istedim. Istanbul surlarinin toplam uzunlugu 22 km.'dir.Uc ayri bolgede bulunuyor. Bunlar sahilde yer alan Marmara surlari ve Halic surlarinin yani sira buyuk cogunlugu Zeytinburnu ilce sinirlari icerisinde yer alan Kara Surlari...
Kara Surlari:
Altin Kapi: Yedikule sinirlari icerisinde kalan  Altin Kapi en gorkemli kapidir.
Yedikule Kapisi: Bugun ayakta olan kapilardan biridir.
Belgrad Kapisi: Surlar uzerinde ki ikinci buyuk kapidir. Yedikule'dedir.
Edirne  Kapi: Kara Surlarinin en onemli yapilarindan biridir.
Topkapi: Mevlihane Kapisi ile Sulukule arasinda yer alir.
Bu resimde Edirne kapinin eski hali goruntulenmis.

Sulukule Kapisi: Bayrampasa  Deresi uzerinde oldugundan Sulukule  adini almistir.
Egrikapi: Kara surlari guzergahinin son kapisidir. Semtin bir kismi Fatih, bir kismi Eyup sinirlari icerisindedir.
Kapilarin tarihi ozelliklerine girmiyorum cok uzun olur yazi.

Marmara Denizi Surlari:
Silivri Kapisi: Istanbul'un kara surlarinin guney kesiminde  Mevlevihane Kapisi ile  Belgrad Kapisi arasinda bulunur.
Mermerkule Kapisi: Yedikule'de Sahil yolu uzerinde bulunan zamaninda denizin icinde olan Mermer kule kapisi Istanbul'un ilk kapilarindandir.
Samatya Kapisi: Eski Samatya kapisi bugune ulasmayan yapilardan.
Narli Kapi: Mermerkule'den sonraki ilk kapi.
Ahir kapi: Marmara surlarinin en saglam kalmis yapilarindan biridir. Marmara surlarinda ki diger kapilarin adi soyle: Degirmen Kapi, Catladi Kapi, Langa Kapi...
Halic Surlari: Bu surlarin 12 kapisi vardir.Bunlardan  Cibali Kapisi disinda gunumuze ulasan olmamistir. Bu kapilardan bazilarinin isimleri soyledir: Balat kapisi, Petri kapisi, Ayvansaray kapisi, Bahce kapi, Yeni Ayakapisi, Odun kapi...

Cibali Kapisi

Hafif ve Lezzetli Bir Menemen Tarifi  

Posted by Tespih Taneleri... in


Merhaba arkadaslar, canim bugun acayip menemen istedi hemen size de yazayim beraber yapalim. Menemen deyince herkes bir tarif soyleyebilir, ben cogunu denedim, en hafif ve lezzetli olanina karar verdim. Hafifligi onemli cunku bazen kahvaltida da yenebiliyor, soganli ya da sucuklu bana agir geliyor mesela. Tabi ki tercih meselesi, bu tarife sucukda cok yakisiyor ama her ne kadar ben sevmesemde tadanlar cok yakistirdigini soyluyorlar. Yazlari bayagi zevkli yenen yemeklerdendir. Resmi cekerken acele ettim, kaynak kaynak daha dumani uzerindeyken cektim. Bol dumanli bir menemen goruntusu oldu:)

Malzemeler:
1 kilo domates
6 tane sivri biber
3 tane kirmizi dolma biber
1 tatli kasigi tuz
1 tatli kasigi kirmizi biber
4 yemek kasigi zeytin yagi
8 yumurta

Yagi tencereye dokun, sivri biberleri ve kirmizi dolma biberi minicik dograyin. Yagda biberler iyice olene kadar kavurun. Sonra da domatesleri soyun yine ufacik dograyin ve biberlerin uzerine dokun ve pisirin.
Domatesler eriyince yumurtalari ayri bir kapta tuz ve kirmizi biberle iyice cirpip sonra da yemegin icine karistira karistira dokun. Sucuk eklemek isteyenler tam bu noktada kup kup dogradiklari sucuklari ekleyebilirler. Servise hazir olan menemenin uzerine,bir ya da iki dilim taze kasari serit halinde kesip uzerini susuleyip ve sonra iki dk mikro dalgada kasari eritip uzerine tekrar pul biber serpip servis yapilabilir. Pratik degil mi?:)
Sloganimiz kolay ve lezzetli her zaman ki gibi:)
Afiyet olsun...

Tasavvufu Hic Merak Ettiniz mi?  

Posted by Tespih Taneleri... in ,


Hayirli Cuma'lar arkadaslar, bugun tasavvuf konusuna deginmek istiyorum. Benim uzerinde durdugum cok sevdigim ve etkilendigim bir haldir cunku.
Tasavvufu ''Kulun, Cenab-i Hakk'in (cc)  rizasini tek gaye edinerek hayatini Kur'an ve Sunnet'in talimati(ogretileri) dogrultusunda yonlendirmesi'' olarak tarif etmek mumkundur. Tasavvufa coktandir merak salmistim biraz da bu konuyu arastirayim istedim, tasavvuf buyuklerimizin bir kac eserini okudum hayran oldum. Bu bambaska bir hal, bambaska bir his, bambaska bir yasam tarzi...

Icimden dedim ki ''Ya Rabb gonulluyum bende, Sana gonul verenlerle birlikte Sana gelmeye kabul et.''

Tasavvuf; ''Safa'' (safiyet) ve Resul-i Ekrem(sav)'in doneminde Mescid-i Nebevi'nin  sofasinda kalan zahid, hafiz-i Kur'an, alim ve takva ehli sahabiler hakkinda kullanilan  ''Suffe'' kelimelerinden geldigi de soylenmistir. Lugatta ''yun giyinmek'' diye de gecer.
Netice de Tasavvuf  kelimesinin kaynaginin Asr-i Saadette oldugundan suphe yoktur.Ancak sunu da belirtmek lazim ki Tasavvuf, alistigimiz manada bir ''Musbet ilim'' veya bir '' Batini  ruhi tecrube'' oldugu icin, onu tanimanin en saglam ve gercekci yolu, onu tariflerde aramaktan ziyade onu fiilen yasamaktan gecer. Tasavvuf hakkinda yapilan tanimlarin en onemli ortak ozelligi, hepsinin Kur'an'i Kerim'e ve hadis-i seriflere dayaniyor olmasidir.

''Butun varlilar ile umidi kesip Allahu Teala ile birlikte olmaktir.'' Cuneyd-i Bagdadi

''Onlar, ne ticaret, ne de alis verisin, kendilerini Allah'i zikretmekten, namaz kilmaktan ve zekat vermekten alikoymadigi insanlardir. Onlar kalplerin ve gozlerin allak bullak olacagi bir gunden korkarlar.''(Nur/37)

''Rabbinin ismini zikret ve butun varliginla (herseyi birakarak) O'na yonel.''( Muzemmil/8)

''Onlar oyle kimselerdir ki, Allah'i  herseye tercih etmislerdir, Allah da onlari herseye tercih etmistir'' Zunnun-u Misri
''O, sizi secti.'' (Hacc/78)

''Tasavvuf  nefsi Allahu Teala'nin muradina teslim etmektir.'' Ruveym

''Allah onlardan razi oldu, onlar Allah'tan razi oldular.'' (Maide/119)

Yerken Ferahlik Veren Kabak Salatasi  

Posted by Tespih Taneleri... in


Esselamualeykum arkadaslar bu sabah istanbul gunesli bir gune merhaba dedi. Tam sevdigim gibi ne sicak ne de soguk. Boyle gunlerdede evde oturmak zorunda olmaktan nefret ediyorum. Halbuki simdi nerde olmak vardi?  Kanlica da tam Bogaz kenarinda cok sirin bir cafe var. Orasi sabahlari golgede kaliyor, guzel ve zengin bir kahvalti,  ardindan nefis bol dumanli bir turk kahvesi muthis olurdu dogrusu manzara da super. Insallah bir gun...  Tarihi Bogazici gezimizden notlara biraz ara verelim bugun , yaza uygun guzel ve yerken ferahlatan kabak salatasi tarifini vermek istiyorum size. Gercekten ferahlik veriyor denedim:) Ya da benim icim yaniyordu da iyi geldi:)  Pratik lezzetleri severim ve her zaman tercih ederim, yogunluktan tabi ki. Her neyse tarife geceyim hemen fazla zamanim yok ve oturmusum  hayaller kuruyorum sabah sabah:) Aman sanki hayallerin zamani mi var sanki:)

Malzemeler:
1 kg kabak
600 gr yogurt
2 yemek kasigi mayonez
2 yemek kasigi zeytin yagi
1 tatli kasigi tuz
Yarim demet dereotu
1 avuc ceviz
1 dis sarmisak

Kabaklari rendeleyin, tencereye zeytin yagini koyun ve suyunu cekene kadar kabaklari pisirin tuzunu da ekleyin. Sonra sogumaya birakin. Soguduktan sonra sarmisagi rendelediginiz yogurdu ve mayonezi iyice cirpin ve kabaklarin uzerine dokup karistirin. Ince kiyilmis dereotundan bir tutam ayirin kalanini da icine koyun karistirin ve guzel bir borcama dokun. Uzerini elinizle ufaladiginiz cevizle ve kenarda ayirdiginiz dereotuyla susleyebilirsiniz.


Yuz Gorumlugu Yalilar ve Bogazici gezisinden notlar  

Posted by Tespih Taneleri... in

                                                                                     
Esselamualeykum arkadaslar, tarihi bogaz gezisinden aldigim notlarla devam edecegim bugunde. Ben muthis bir haz aliyorum tarihi yerleri gezmekten, onlar hakkinda bir seyler ogrenmekten, mutlu oluyorum. Sizlerle de paylasmak hosuma gidiyor. Hani insanin kendi icin bir seyler yapmasi, kendine vakit ayirmasi gerekir ya benim ki de boyle bir sey iste:)
Mesela Bogazici'nin en meshur kusu nedir biliyor musunuz?
Ayasofya Baskani Haluk Dursun hocanin ''Bogazicin'de kirk yilim'' kitabindan yine alinti yapacagim size.
Bogazici'nde butun dere boylari ve koylari Mayis ayindan itibaren bulbullerin sesleriyle cinlarmis. Bulbulun kendisi cok kucuktur, gormek zordur ama sesi gurdur. Bulbulun erkegi oter, disisine uzun uzun cagrilarda bulunur. Buna dem cekmek denir, disi sadece erkek bulbulu dinledigini kisa kisa seslerle ifade eder. Bir gun giderseniz Yildiz parkina ya da Emirgan korusuna dinlersiniz  bulbulu sarki tadinda.
Sair Nedim diyor ki:
Mujdeler olsun gulsene kim vakt-i ceregan geldi
Bulbul asiftelenib bezme gazelhan geldi.

                                                                                
                                           Lodoslu Fethi Ahmet Pasa'nin yalisi en eski yalilardan...
Icinde ser sebil olan ve lebi derya  yalilardandir. Lebi derya denizin dudaginda demek yani denize sifir...  Ser sebil yalinin salonunda ozel olarak yapilan fiskiyeli havuzdur. Eskiden havuzun etrafinda konusulurdu ozel meseleler, cunku havuzun sesinden ayni salonda, karsi sedirde oturan kisi duyamazdi konusulanlari. Ayni zaman da da su sesi insani dinlendirdigi icin bu salonlarda ozellikle oturulurdu.
Gel ser sebil basinda kahve icelim,
Gami, kederi dagitmak icin...

Iste yuzgorumlugu yalilar
 Osmanli zamanin da kiz yetistirmeye cok onem verilirdi. Mesela Goksu'nun misiri meshurdur, cayirdaki misircilar kazanlarla kaynattiklari misirlari satisa sunduklarinda, misir satin almaya gelen kizlarin misir yiyislerine bakilarak nasil bir es olacaklari ve aile terbiyeleri anlasilirmis. Eger kiz misiricini  uzattigi misiri eline alip, ayakta oldugu halde ''hart!'' diye isira isira yemeye baslayip yuruye yuruye uzaklasirsa hic pesinden gidilmez. ''Kenarin dilberi nazik de olsa nazenin olmaz'', ''Muruvetsiz, gorgusuz'' denirmis.
Ama eger kucuk hanim, saticiya keten mendil uzatip,''Lutfen sunun uzerine koyunuz.'' diyerek alip, asla ayakta yemeye baslamadan, bir koseye oturarak, ince uzun parmaklariyla misir tanelerini teker teker kocanindan ayirip, besmeleyle tane tane yemeye baslarsa '' Ah efendim! bu kimin kizi, bu ne gorgu! Aman arastirilsin, kogusturulsun, kufuviyyet var midir, yok mudur bakilsin.'' diyerek mim konurmus.
Hatta gezi esnasinda hocamiz bu olayi anlatirken epey bir gulduk aglanacak halimize, hoca bile ne kadar ayipladi yolda giderken ayakta su icenleri, kaldi ki misir ya da dondurma yiyenleri gorunce zaten soyleyecek pek fazla bir sey kalmiyor.
Ozellikle su icmeye cok dikkat edermis Osmanli kadinlari, nazenin kizlar suyu aldiktan sonra bir kenera cekilip  oturur, once besmele ceker ve uc yudumda icer suyunu kibleye yonelerek ve sonunda da Elhamdulillah der, bize teferruat gibi gelen bu sunnetler onlarin yasam tarzlari yetistirilis ozelliklerindendir.
Edeb Ya Hu! diye bosuna dememis acdadimiz. Bunun icin hayaranim eskiye, bunun icin kopamiyorum tarihten, Osmanli'dan...
Neyse bu yalilari yuzgorumlugu olarak verirlermis damatlar hanimlarina, yani bu kizlarada degermis yani:)
                                                                        
                                                                                   
                                                                                     Sevgilerimle...



                                                                   

Tarihi Bogazici Gezimize Devam...  

Posted by Tespih Taneleri... in

                                                                                  


Esselamualeykum arkadaslar, bir kac gundur Istanbul'da hava kapali ve yagisli. Ben yagmuru cok severim, yagmur rahmettir. berekettir, dualarin kabulune sebebtir. Mesela dualarin kabul saatlerini arastirdigimda en cok karsima cikan zamanlardan biridir yagmurun ozellikle dolu dolu yagdigi anlar...
Yagmur yagdiginda Ars-i ala'da  rahmet kapilari acik olur buyuruluyor, bende otomatige baglamis gibi yagmur yagmaya baslar baslamaz seviniyorum. Dilimden dualar dokulmeye basliyor kendi kendine. Disarda Rahmet yaga dursun ben yine gunesli bir bogaz gezinden notlarimi aktarmaya devam edeyim. Ayasofya Baskani Haluk Dursun hocanin ''Bogazici'nde kirk yilim'' kitabindan alintilarla biraz da suslemek istiyorum.


Bu kucuk mescit diye geciyor, cunku cami standatlarina gore bayagi kucuk ama cok sirin yapilmis. O taraflara gidecek olsam mutlaka vakit namazimi orda kilarim. Namazi kildiktan sonra bana dokunmasalar aksama kadar otururum orda. Dikkat ederseniz bu mescitin altindada kayikhanesi var, hemen yaninda da imamin evi ne diyeyim imam efendi masaallah:)

                                                                                 
                                       Pembe kosk. hemen yaninda kayikhanesiyle, ne guze duruyor...
                                       
                                                                                         
 Bu cami Kuleli Askeri Lisesinin hemen onunde Kaymak Mustafa pasa camisidir. Hemen arkasinda imamin evi ve yaninda da cok guzel bir bahcesi vardir, yazlari yatsi namazindan sonra cay sefasini burda yapardik.
Osmanli'lardan kalma tarihi ozelligini hala kormaktadir masaallah.


                                                                                       
Bu yalida Osmanli'nin derin izlerini tasiyordu ancak bazi rant pesinde olan insanlar tarafindan butik otele donusturuldu, bogazdaki cogu yali ozellestirildi, zaten  bazilarida bu yali gibi butik olma yolunda ilerliyor.
                                 
                                               Sislendi heva tarf-i cemenzari nem aldi,
                                                Bulbul yuvadan uctu, gulistani gam aldi


                                               Yetmez mi sana bister u balin kucagim
                                                Serd oldu heva cikma kuzucagim


                                                      Fistik cami golgesinde
                                                  Vanikoyu'nde asude bir Bogazici kosesi                                                 
                           
                                                 Gecmis,gecen veya gelecek vakti duymadan
                                                  Aheste cek kurekleri mehtab uyanmasin!


Anadoluhisari Zarif Mustafa Pasa Yalisi (Esat Bey Yalisi)

Bir nigah et ne olur halime ey gonca dehen,
Goz goz oldu yuregim gozlerinin derdinden,
Niye baktim niye gordum niye sevdim seni ben?
(Bogazici'nde cok okunan bir hicaz sarkidir)
  


Kanlica'da Ethem Pertev Bey Yalisi.

Essiz Bogaz! Serefli hayalin derindedir!
Senden kalan o levhada her sey yerindedir.
Yahya Kemal
                                                                             
                                                                     
                                                                           

Related Posts with Thumbnails
Site'de Kaç Kişiyiz