Ebru Sanati ve Cesn-i Bulbul Hediyelerim  

Posted by Tespih Taneleri... in

Merhaba arkadaslar hala yurekler buruk, hala yuzler gulmuyor, hala her sey ayni, hala bir suru insanin gozunde yas yerine kan akiyor. Ancak bu taraftan bakinca hayat devam da ediyor. Herseye ragmen, her kotuluge ragmen, iyi olmayan her seye ragmen devam ediyor. Dualarimizla Filistin'deki kardeslerimizin yaninda olmaya devam edelim insallah... Bugun size yeri doldurulamayacak kadar cok sevdigim bir arkadasimin benim icin cok degerli hediyelerini yayinlamak istedim. Cunku bu hediyelerin hem tarihi bir gecmisi hem de cok derin manalari var. Hem de gonderen de cok kiymetli olunca manasi daha da zenginlesiyor  nazarimda. Burdan kendisine tekrar cok tesekkur ediyorum...



Birbiri içine geçmiş, ancak karışmamış, bakışla ayırdedilebilecek biçimde duran renk ve şekillere "EBRU" denir. Sanat olarak EBRU, su üzerine serpiştirilen sıvı boyanın rasgele bezendiği şekillerin ve bu şekillere müdahele edilmesiyle meydana gelen figürlerin kağıda aktarılarak sergilenmesidir. Ebru sanatının bir özelliği de geleneksel Türk el sanatlarından olmasıdır.


Birçok eski eserde süsleme amacıyla kullanılan ebru, günümüzde daha çok çerçevelenip duvar süsü olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, ebru yapmak insan ruhunu ferahlatan ve pozitif düşünceye yönlendiren bir eylem olduğu için, günümüzün stres dolu dünyasında, her gun daha fazla insanimiz ebruya ilgi duymaktadir.



Ebru demek ebir demek yâni gökteki bulut,
Ab-ı rû da tutar mânâ su yüzüdür et şuhût,
Bir kelâm-ı farisîdir ebrû insan kaşları,
Her tevcihe sezâdır kim mânâsı da pek velût.







Çeşm-i bülbül (Bülbülün gözü) , 18. yüzyılın sonunda(1789-1807)  III. Selim’in Mevlevi dervişi Mehmet Dede’yi cam tekniklerini öğrenmek için Venedik’e göndermesi sonucunda ortaya çıkmış bir cam işleme sanatıdır.


Mehmet Dede opal cam tekniğini öğrendiği Venedik’ten dönüşte Beykoz’da bir atölye açmış, Dede’nin Venedik’ten getirdiği bu tekniğin geliştirilmesiyle çeşm-i bülbül ortaya çıkmıştır. Bu değerli ürünün imalatını yaygınlaştıran kişi ise Tophane Müşiri Fethi Ahmet Paşa'dır.


Çeşm-i Bülbül, yaratılışında kullanılan özel camcılık teknolojisinin yanısıra, uzun işlemler ve yaratıcılık gerektiren bir üründür. Başlıca özelliği, ince ve renkli cam çubukların yüksek ısıda eriyip, su gibi olmuş camın içine yerleştirilmesidir. 'Dönerek burulan' çizgiler, o cam formu biçimlendiren ustanın hünerini ve üslûbunu yansıtırlar.

Imparatorluk doneminde cam ustaliginin geleneksel metodlarla gunumuzde ki uygulamalari...
Tarih-Kultur-Cam  Koleksiyonlari'nin  en nostaljik grubu.
Antik objelerin  tipkiyapimlarinin  yanisira, cagdas form  arayislarindan olusan  degerli  urunler:
Geleneksel  metodlarla  ve el isciligi ile uretilen  ve dekorlanan Cesn-i Bulbuller, Beykoz camlari ve nazarliklar...
Bulundugu ortami  guzellestiren  ve deger  katan hediyeler...

This entry was posted on Çarşamba, Haziran 02, 2010 at 11:14 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

3 yorum

s.a.
evet doğru söylüyorsun hayat devam ediyor !
güle güle kullan hediyelerini gerçekten çok şıklar :)
selam ve dua ile

2 Haziran 2010 12:58

aleykumselam kardesim, keske elimizden bir seyler gelebilse ama malesef...
Tesekkur ederim yorumun icin...
Sevgilerimle

2 Haziran 2010 13:18

Hediyelerin cok guzel tatlim gule gule kullan :)

2 Haziran 2010 16:21

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails
Site'de Kaç Kişiyiz