Bursa'nın maneviyat büyüğü Somuncu Baba, tarlası olup da tohumu olmayan talebesine bir teneke buğday vererek, "Yarısını kendin için, yarısını da benim için ek tarlana" der. Talebe tarlanın yarısını kendi adına yarısını da hocası adına eker.
Ekinlerin yetiştiği mevsimde, hocasıyla birlikte tarlaya gelirler. Talebeye ait kısımdaki ekinler gayet iyi ve gür yetişmiş, hocasınınki ise zayıf ve cılız kalmış.. Somuncu Baba, iyi yetişen mahsulün kimin olduğunu sorar. Talebe de utancından "sizin efendim" der. Buna üzülen Somuncu Baba söylenir,
-"Biz ahiretimizin mamur olması için dua ediyorduk, demek ahiretimiz yerine dünyamız mamur olmaya başlamış, ücretimizi dünyada alıyoruz, üzüldüm doğrusu.." der. Bunun üzerine talebe açıklamak zorunda kalır.
-Efendim der, aslında iyi olan ekin benim, zayıf olan da size aittir. Utancımdan dolayı iyi olanın size ait olduğunu söyledim.Somuncu Baba'nın yüzünde tatlı bir tebessüm dolaşır:
-Şimdi oldu evlat der, ekinin gür tarafının bana ait olduğunu duyunca, "Dünyada alacağınızı aldınız ahirette isteyecek bir şeyiniz kalmadı." denecek olan servet sahiplerinden mi oluyorum acaba diye endişe etmiştim, der....
This entry was posted
on Çarşamba, Kasım 03, 2010
at 09:49
and is filed under
Hikmet Damlalari,
yasanmis hatiralar
. You can follow any responses to this entry through the
comments feed
.