Sinemada gormustum. Amerika'dan gelmis bir turist kafilesi Louvre Muzesini geziyordu. Tablolarin onunden kosar adimlar hainde geciyorlar ve guya onlari, bir ruya gibi sisli ve muphem bir sekilde goruyorlardi.
Sozde onlardaki sanat sirlarini kesfediyorlar ve sanki onlardan bir sey gorup anliyorlardi. Bu turist kafilesi, o ziyareti belki bes dakikada bitirdi; otobuslere binip oradan ayrildilar.
Eh, artik Louvre'u gormus sayilirlar ve Amerika'da bol bol ovunebilirlerdi.
Halbuki bir tablonun onunde saatlerce oturup incelemek bile belki kafi degildi. Her zerresi mucize olan bu kainati, bende o turistler gibi gaflet icinde gezdim.
Ne gordum, ne anladim. Az sonra rehberimiz boruyu otturecek :
''Haydi otobuslere!''
Prof. Dr. Ali Nihad Tarlan'in bu hatirasi okurken aci aci gulumsetti beni... Bakiyorsunuz ki bazi ressamlarin tablolari milyar dolarlara satilabiliyor. Birakin satin almayi gidip sergiyi gezmek bile bayagi yuklu bir mebla gerektiriyor. Halbuki her tarafimiz muthis tablolarla dolu Rahman'nin nazariyla bakinca...Mesela manzarali bir yere gidince daha iyi farkedersiniz bu guzellikleri ya da en sevdiginiz insana bakin, bu gercekten hayret vericidir. Benzeri belki tuvale dokulebilir ama aynisi asla olmaz...
Ben tablolari cok severim, her gordugum cercevecinin onunde dakikalarca oyalanirim.:) Gecenlerde bir tane gordum, Mihrabat Korusundan Istanbul Bogazinin kus bakisi gorundugu bir tablo vardi ki icim gitti. Birde Kucuksu deresinin yuzyillar evvelki gorunumu yagli boya ile resmedilmis bir tablo daha, harikaydi...Ancak cok pahali oldugundan yanasamadim bile.:)) Tabi ki bunlarin degeri parayla olculmez ne kadar olsa el emegidir...Bir gun alacagim insallah... Neyse bu bir yana asil mesele su :
Malesef bir gercekle yuzyuzeyiz ki, Yaradan'in onumuze serdigi bu kadar gercek, gozle gorulur, elle tutulur icinde bire bir yasadigimiz bu essiz, benzersiz tablolardan bi haber geldik, bi haber gidiyoruz. Artik bizim de otobusumuz duraga yanasmadan gozumuzden hayal perdelerini kaldirip, Rahman'in nazariyla kainata bakmamiz gerekmez mi?
O'nun buyuklugu ve yuceligi karsisinda her zaman acziyetimizin farkinda olup, dilimizde her daim zikir ile kalbimizde bir fiil tefekkurle mesgul olmalidir ki, bu mucize tablolari kalp gozumuzle gorme serefine erebilelim. Bir kul ki devamli bu hal uzere olsa, zira herseyini Mevla halledecektir...Al-i imran suresinde buyurdugu gibi :
''Ben sevdigim kulumun tutan eli, goren gozu, yuruyen ayagi olurum...''
Rabb'im bu said kullarindan eylesin cumlemizi insallah...Sevgilerimle