Ben yürürüm yane yane
Aşk boyadı beni kaneNe âkilem ne divâne
Gel gör beni aşk neyledi
Derde giriftâr eyledi
Ey sevgili, sen ab-ı hayatsın, sen manalar denizisin; biz susamışlar sana geldik, bize su ver! Ey can deryası, bizim balık gibi olan canlarımız seni istiyor. Denizden ayrı düşen balık yaşayabilir mi? Bize acı, bizi suya kandır! Biz, ayrılık yollarına düştük, çok sıkıntılara katlandık, sonunda sana kavuştuk, yol armağanı olarak sana zavallılığımızı, acizliğimizi getirdik, biz susuzuz bize su ver! Aşk yolunda zavallı akıl, şüphelere, vesveselere düştü. Sen şüpheleri giderensin bize su ver, bizi kurtar! Aklı yarım olan, senin aşkınla ne yapar? Seni gereği gibi sevmemiz için o aklı da bizden al! Çünkü sen, akıllıları aciz bırakansın, bize su ver! Bizim aşk susuzluğumuzu gider.
Muhabbet-i Ehli beyt-i Mustafa üzerlerimize sâyebân,
Vakt-i şerif, sebeb-i gufran, aleme bayram olan Cuma,
ömür ve şahsiyetlerimiz, ahir ve akibet,
zahir ve batınlarımız hayrola,
Aşk ola, aşk ile dola, Aşkullah,
Muhabbettullah, Marifetullah,
Şevkullah ve Zikrullah gönüllere nakşola erenler
Umalım ki Mevlam söylediklerimizi önce bize duyursun,
sonra ihtiyacı olanlara tesir buyursun. . .
Sözü çok olanın, yalanı dahi çok olur imiş;
Yüksek müsaadelerinizle
Uzun uzun secdelerde
Mevlam ateş-i aşkınızı ziyâde eylesin
Gam ve telaş sizlerden uzak olsun da
huzur bulmaniz umidiyle efendim...
Sevgilerimle...
This entry was posted
on Cuma, Ekim 22, 2010
at 06:59
and is filed under
Icimden Geldigi Gibi...
. You can follow any responses to this entry through the
comments feed
.