Kisacasi, sehrin gurultusu kulagi sagir edecek derecede fazlaydi. Birden Kizilderili durdu ve;
''Bir circir boceginin sesini duyuyorum'' dedi. Arkadasi;
''Ne? Cildirmis olmalisin, bu gurultude circir bocegini duymanin imkani yok'' diye karsi cikti.
''Eminim'' diye israr etti Kizilderili.
''Bir circir bocegi duydum.''
Kizilderili bir muddet dikkatle dinledi ve caddenin karsi tarafina gecip, buyukce bir cimento fabrikasina dogru yurudu. Fabrikanin ahcesinde obek obek bir kac calilik vardi. Caliliklara bakti. Gercektende dallarin altinda kucuk bir circir bocegi vardi.
''inanilmaz'' dedi arkadasi,
''Sende insanustu kulaklar var galiba''.
''Hayir'' diye cevapladi Kizilderili.
''Benim kulaklarim seninkilerden farkli degil, butun mesele dinledigin seye bagli.''
''Bu mumkun degil!' dedi arkadasi;
''Ben bu gurultude asla cicir bocegini duymam.''
''Mumkun'' karsiligini verdi.
''Neyin senin icin gercekten onem tasisigina bagli bu. Dur sana gostereyim.''
Elini cebine sokup bir kac madeni para cikardi ve onlari yuvarlanacak sekilde kaldirimda yere atti. Kulaklarinda hala kalabalik caddelerin gurultusu yankilanirken 8-10 metre mesafe icindeki butun kafalarin donup, kaldirimda cinlayan paranin kendilerine ait olup olmadigina baktigini gorduler...
Arkadaslar siz neyi dinliyorsunuz her daim?