Hiç merak ettiniz mi acaba, geçen yıl kaç aile yıkıldı? Ben merak ettim ve baktım…
Geçen yıl ocaklarında yemek pişen 118 bin aile şu an ortalıklarda yok… Ayrıldılar…
Beceremediler evliliği…
“Ayrılanların çoğu acaba hangi yaştaki kişiler?” diye bir kez daha baktım istatistiklere,
içim sızladı…
Ayrılanların çoğunu gençler oluşturuyor…
Yaşları 20 ile 24 arasında değişen genç kadınların 25 bini, geçen yıl eşleri ile karşılaştıkları sorunları çözememiş ve baba evine geri dönmüşler…
Sonra merak ettim ve “Ayrılıklar evliliklerin en çok hangi yıllarına denk geliyor?” diye bir kez daha baktım, tablo gerçekten içler acısı…
Yıkılan evliliklerin 23 bini henüz bir-iki yıllık…
Mesleğim icabı problemli ailelerle çok sık karşılaşıyorum… Ve bu rakamların ne demek olduğunu çok iyi biliyorum…
Evliliğin daha ilk yıllarında ayrılan gençlerin çok olması, kendilerine rehberlik edecek birilerinin bulunmamasından kaynaklanıyor… Bunun o kadar çok şahidiyim ki sizler de perdenin arkasına baksanız şaşıp kalırsınız…
Mesela, doğalgaz faturası fazla geldiği için eşinden şüphelenip “Sen gündüzleri de banyo yapıyorsun!” diye karısını döven kocaların ayrılık sürecini acı acı takip ettim bu ülkede…
Ya da düğün günü takılan takıları gelinin ve damadın annesi birlikte saymamış diye, takılan takıların bir kısmının kendilerinden saklandığını öne sürüp “Bu aile bize yaramaz oğlum!” diyerek çocuğunun yuvasını yıkmayı becerebilen, kendi kibri yüzünden çocuğunun aşına zehir katan kayınvalideler gördüm perdelerin arkasında…
Akrebin kıskacındaki gelinler…
Şiddet ve rehbersizlik kurbanı yüz binlerce gencecik çocuk…
Aslında bir-iki yol göstermeyle aile içindeki problemleri çözülebilecekken bir aptalca kısırdöngüye girmiş problemler yaşanıyor toplumun genetik yapısında…
Bu rakamları incelerken aklıma kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanı Fatma Şahin geldi. Çok acıdım kendisine. Yerinde olmak istemezdim…
Böylesi bir bakanlığın sorumluluğu kendisine verilen kişi acaba gece nasıl rahat uyuyabilir, bir düğünde, dernekte nasıl oynayabilir, bir davette, kokteylde nasıl saatlerini geçirir, diye çok merak ettim… Günde yaklaşık 323 ailenin yıkıldığı bir ülkede aileden sorumlu olmak insanın gecelerini kâbusa çevirmeye yetmez mi?
Fatma Şahin, başarılı bir bakan ve bir anne duyarlılığı ile hareket ediyor; ama koca devlet bürokrasisi içinde sesi çıkmıyor…
Hani öyle çok da babayiğitçe projelere gerek yok belki; ama en azından küçük çaplı projeler bile bu deprem sallantısını önlemede işe yarar…
Mesela, “aile hakemliği” müessesesi acilen hayata geçirilmeli ülkemizde…
Eşlerin, evlilikleri ile ilgili bir sorun yaşadıklarında “tarafsız” bir hakeme müracaat etme hakları olmalı ve bu imkânı devlet “ücretsiz olarak” sunmalı…
“Aile danışmanlığı”ndan bahsetmiyorum, bin yıllarca bu Anadolu topraklarında sessizce var olan “aile hakemliği”nden bahsediyorum…
Aile danışmanlığı şu an için çok işe yarıyor, evet haklısınız; ama hem yeterli değil hem de aile hakemliği başka bir şey…
Neden başka bir şey?
Çünkü bu hizmetin ücret karşılığında olmaması gerekir… Mesela, falanca ilçenin filanca köyündeki bir kişi ailesi ile maddi problemler yüzünden sorun yaşıyorsa, rica ederim, akıl işi mi bir de aile danışmanına götürüp para vermek?
Hadi verdiler diyelim… Danışmanın karşısında bir saat oturan aile dertlerini daha tam anlatamadan seans bitince ne olacak? Çoğu kez açılmaması gereken yaralar da açıldığı için danışmanlık alan aile için yeni tartışma konuları oluşacak
Aile danışmanlığı niye yeterli değil?
Çünkü aile hakeminin belli bir yaşı, olgunluk derecesi ve kendi tecrübesi de olması gerekiyor… Hâlbuki aile danışmanında böyle bir şart yok.
Mesela, danışmanlığa gelen kişinin yaşı 30, danışmanın yaşı 25… Bir de laf arasında sorsanız “Siz kaç yıllık evlisiniz?” diye, aldığınız cevap sizi bitiriveriyor: “Ben henüz evlenmedim; ama çok iyi eğitim aldım, falanca üniversiteyi birincilikle bitirdim, filanca üniversitede master, doktora yaptım.”
İşte bu yüzden, yaşı belli olgunlukta, içinde yaşadığı toplumun kültürel değerlerini iyi bilen, çevresi tarafından itibarı olan kişileri bakanlık tespit etmeli ve onlara belli bir oranda gönüllülük ücreti de ödeyerek aile hakemliği kurumunu bir an önce kurmalı…
Fatma Şahin’in işi zor, kabul ediyorum; ama ülkemiz için her saatin bir anlamı var. Zira siz bu satırları okuyup bitirdiğiniz şu anda, ihtiyacı olduğu hakemi bulamamış olan 3 ailenin boşanma kararı verildi bile...
Pedagog Adem Güneş
Bu yaziyi sizinle paylasmak istedim cunku; acilen tedbir alinmasi gereken cok hassas bir konuya deginmis Adem Gunes. Allah razi olsun cokta guzel degerlendirmis bence giris gelisme ve sonuc... Gayet acik ve net...
Insallah bir an avvel bir seyler yapilir da, artik cocuklar anne babalarinin kaprislerinin bedelini odemek zorunda kalmazlar... Rabb'im selamete cikarsin herkesi hayirla...amin
This entry was posted
on Salı, Şubat 28, 2012
at 14:17
and is filed under
Hayatin icinden...
. You can follow any responses to this entry through the
comments feed
.