Bir Cobanin Etkileyen Firaseti...  

Posted by Tespih Taneleri... in

Allah'in salat ve selami evvela Efendimiz(sav)'in sonrada hepimizin uzerinize olsun canlar, simdi sizinle paylasacagim yazi gercek yasanmis, beni cok etkileyen ve aglatan bir hadisedir. Rabb'im feyzini ve bereketini nasip etsin cumlemize insallah...

Hz. Abdullah bin Mubarek(ra) bir gun Medine-i Munevvere disinda seyahat ediyordu. Yolda koyun otlatan genc bir coban gordu. Gence acidi. ''Bu zavalli genc, cocuklukta cobanlik yaparsa buyuyunce Allahu Teala'nin ibadet ve marifetlerini nasil ogrenir.'' diye dusundu ve kendi kendine ''gideyim Allahu Teala'yi tanimasi icin bazi seyler soyleyeyim, bir kac mesele ogreteyim'' deyip genc cobanin yanina geldi. Ona selam verip tanistiktan sonra;
_ ''Evladim, Allahu Teala'yi bilir misin?'' diye sordu. Coban;
_''Kul sahibini nasil bilmez?'' dedi. Abdullah bin Mubarek;
_''Allahu Teala'yi ne ile nasil tanidin, kim ogretti?'' diye sordu. Coban:
_''Bu koyunlarimla tanidim'' dedi. Abdullah bin Mubarek:
_''Bu koyunlarla O'nu ne sekil tanidin ki?'' diye sordu. Coban:
_''Dusunsene, bu bir kac koyun sahipsiz ve cobansiz olmaz, olan da bir ise yaramaz. Bunlara su ve ot verecek, kurttan ve diger tehlikelerden koruyacak birisi lazimdir. Bundan anladim ki kainat, insanlar, cinler, hayvanlar ve diger canlilar bir koruyucuya muhtactir. Hem bunlar kendi kendine olmaz. Su alemde binlerce cesit varliklari yaratan, koruyan, kollayan, hepsine gucu yeten biri vardir. Bu Allahu Teala'dan baskasi degildir. Iste bu koyunlarla Allahu Teala'nin varligini boylece bildim'' dedi.Abdullah bin Mubarek:
_''Allahu Teala'yi nasil bilirsin?'' diye sordu. Coban:
_''O'nu hic bir seye benzetmeden bilirim'' dedi. Abdullah bin Mubarek:
_''O'nun hic bir seye benzemedigini nerden bildin?'' diye sordu. Coban:
_ ''Yine bu koyunlari dusunerek boyle oldugunu bildim.''dedi. Nasil dusundugunu sorunca devam etti coban:
_''Soyle dusundum: Ben bu koyunlarin cobaniyim, onlari sevk ve idare ediyorum. Bakiyorum, ne onlar bana benziyor, ne de ben onlara. Bundan anladim ki, bir coban koyunlarina benzemezse, butun varliklarin sahibi olan Allahu Teala 'da kullarina benzemez'' dedi. Abdullah bin Mubarek:
_''Guzel dogru soyledin. ilimden bir sey ogrendin mi?'' diye sordu. Coban:
_''Ben bu sahralarda nasil ilim tahsil edebilirim ki?'' dedi. Abdullah bin Mubarek:
_''Peki bu firasetle baska ne ogrenmissin?'' diye sordu. Coban:
_''Yuce Allah'in yardimi ile uc cesit ilim ogrendim. Bunlar; gonul ilmi, dil ilmi ve beden ilmidir.''dedi.Abdullah bin Mubarek:
_''Bunlar nelerdir?'' diye sorunca genc coban soyle acikladi:
_Gonul ilmi sudur: Allahu Teala bana kalb verdi. Orayi kendisine muhabbet ve marifet yeri yapti. Istedi ki bu kalb ile O'nu bileyim, taniyayim ve seveyim. Ayrica O'nun sevdiklerini de seveyim, sevmediklerine kalbimde yer vermeyeyim, onlardan uzak kalayim.
Dil ilmi sudur: Allahu Teala bana dil verdi. Bu dilimle kendisini zikretmemi, adini anmami ve nimetlerini anlatmami istedi. Dilimle kotu sozu yasakladi.
Beden ilmi sudur: Yuce Allah bana beden verdi. Onunla kendisine hizmet ve ibadet yapmami istedi. Hayirda kosmayi, kotu islerden uzaklasmayi emretti.''dedi.
Genc cobandan bunlari dileyen Abdullah bin Mubarek isittiklerine hayret etti. Cok memnun oldu.Cobani tebrik etti ve O'na :
_''Ey genc! Senin bu soylediklerin, oncekilerin ve sonrakilerin bilmesi gereken ilimdir. ilmin aslini ve herkese lazim olani sen soyledin. Simdi o temiz gonlunle bana bir nasihat et'' dedi. Coban:
_''Efendi! yuzunuzden alim bir zat oldugunuz belli oluyor. Eger ilmi Allah rizasi icin ogrendi iseniz artik insanlardan bir sey istemeyin, onlardan bir menfaat beklemeyin. Eger din ilmini dunyayi kazanmak icin ogrenmis iseniz ahirette bir faydasini goremezsiniz, cennete giremezsiniz.Ayrica vebali de sana kalir'' dedi.
Abdullah bin Mubarek genc cobana dua ederek ve Allahu Teala'ya sukrederek oradan ayrildi.

Rabb'im bizleri, Mevla Teala'nin nuru ile bakabilen, gonlunu Mevla Teala'nin sevgisi ve muhabbeti ile donatabilen ve O'nun rizasi dogrultusunda yasayan kullarindan eylesin...
Rabbim yar ve yardimcimiz olsun ve bize firaset ihsan etsin umidiyle hoscakalin...
(Arifan dergisine ve hazirlayan butun kardeslerime ilmi bize kaynaklariyla en guzel sekilde yansittiklari icin cok tesekkur ediyorum. Allah'im sizden de onlardan da razi olsun.)

This entry was posted on Perşembe, Mayıs 20, 2010 at 01:00 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

8 yorum

LOS QUE TOCAN EL ALMA, QUERIDOS AMIGOS, DEJO MI SALUDO DE PAZ

20 Mayıs 2010 04:19

çok ders çıkarmamız lazım çok...

20 Mayıs 2010 08:42

AMİN AMİN AMİN İNŞALLAH.

ÇOK GÜZEL BİR PAYLAŞIM.ALLAH RAZI OLSUN

20 Mayıs 2010 08:46

Tesekkur ederim degerli yorumlariniz icin arkadaslar, bu benim cok sevdigim bir yazidir payasmak istedim Sizinle.Daglarda yasayan herseyden uzak bir cobanin bu hali beni cok etkiliyor,biz bu kadar nimetin icinde ne kadar farkindayiz cobanin soylediklerinin acaba?
Aslinda ne kadarda bilindik geliyor okuyunca ama biz neden dusunemiyoruz? Rabb'im kendine yaklastirsin cumlemizi canlar...
Sevgilerimle...

20 Mayıs 2010 10:34

s.a.
ne güzel bir paylaşım olmuş Allah razı olsun .
Rabbim cümlemize buradaki çobanın ferasetini nasip etsin !(amin)
selam ve dua ile

20 Mayıs 2010 14:13

sevgili arkadaşım kutsalsofra.blogspot adresimede beklerim,selmlar

20 Mayıs 2010 16:54

Allah razı olsun. Paylaşımlarınızdan çok şey öğreniyorum. Allah bizlere de bu çoban gibi olmayıi onun gibi bakamilmeyi nasib etsin.

21 Mayıs 2010 00:02

Allah razı olsun.
Sevgili izleyicim, sizi hediyelerim için sayfama bekliyorum

22 Mayıs 2010 12:48

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails
Site'de Kaç Kişiyiz