ÇELİMSİZ, KÜÇÜK bir kız çocuğu sokağın köşesine oturmuş; yiyecek, para, ya da işe yarar herhangi birşey için dileniyordu. Üzerindeki yırtık pırtık giysiler, giysiden çok paçavraya benziyordu.. Yüzü gözü ise kir içindeydi. Bu küçük kız çocuğu gerçekten perişan bir hâldeydi.Kız dilenirken, sokaktan genç, sağlıklı, zengin görünümlü bir adam geçti. Kızı farketmişti. Ama, belli etmemek için, dönüp bir daha bakmadı. Geniş ve lüks evine, konfor içinde yaşayan ailesinin yanına geldiğinde, çok güzel hazırlanmış bir akşam sofrası onu bekliyordu. Fakat, az sonra, gördüğü o dilenci kız aklına takıldı yeniden. Duyguları birşeylere itiraz ediyordu.Sonra, kolay yolu tercih etti ve itirazlarını Allah’a yöneltti. Böyle durumların var olmasına izin veren O değil miydi?
İçin için, O’na karşı:
“Böyle birşeyin olmasına nasıl müsaade ediyorsun? Neden o küçük kıza yardım için birşeyler yapmıyorsun?” diye yakınmaya başladı.
Biraz sonra, ruhunun derinliklerinden gelen şu cevabı işitti:
“Yaptım. Seni yarattım!”
(Ümit Öyküleri'nden alınmıştır.)
İçin için, O’na karşı:
“Böyle birşeyin olmasına nasıl müsaade ediyorsun? Neden o küçük kıza yardım için birşeyler yapmıyorsun?” diye yakınmaya başladı.
Biraz sonra, ruhunun derinliklerinden gelen şu cevabı işitti:
“Yaptım. Seni yarattım!”
(Ümit Öyküleri'nden alınmıştır.)
This entry was posted
on Pazar, Mart 13, 2011
at 16:20
and is filed under
Ruha dokunanlar
. You can follow any responses to this entry through the
comments feed
.