Eşinin Huyunu Değiştirmeye Kalkmak!  

Posted by Tespih Taneleri... in

Sanırım genç evlilerin yaptığı en büyük hatalardan biri bu. Hissî, duygusal bir evlilik yapmışlardır. Eş olarak seçtiklerinin güzelliğine, zenginliğine vurulup diğer olumsuz yönlerini görmezden gelmişler, nasıl olsa değiştiririm demişlerdir.
Değişim bu kadar kolay mı sahi?
Evlendiği yaşa kadar belli bir eğitim ve aile disiplininden geçen gencin, eşinin istekleri doğrultusunda değişmesi mümkün müdür? Mümkünse ne kadar?
Peki ya değişmek istemiyorsa?



Değişmek istemeyen ve buna gayret etmeyene dışarıdan gelen müdahalelerin hiçbir etkisi ve faydası olmaz. Hatta bu değiştirme çabaları evde fırtına ve kasırgaların kopmasına sebep olur; ailenin huzur atmosferini olumsuz etkiler.


Kadınların erkeği değiştirme çabası erkekte şu düşünceyi doğurur:
“Ben yetersiz miyim? Eşim beni artık beğenmiyor. Eskisi gibi beni sevmiyor.”
Bu düşünceler, kendini değiştirmek bir yana, onu daha da huysuzlaştırır. Kendi hata ve kusurlarını düzeltmek yerine eşinin kusurlarına odaklanır.
Onu incitmeye, eleştirmeye, üzmeye başlar.
Aynı durum kadın için de geçerlidir.
Erkek kadını değiştirmek için çabaladığında, kadında şu fikir uyanır:
“Eşim beni artık olduğum gibi kabul etmiyor. Bir başkası mı var?”
Söz ve eylemlerimizin bizi hangi düşünce ve noktalara götürdüğünü görebilmeliyiz. Eşimizden önce kendimizi değiştirmemiz gerekir. Bu genel bir kaidedir:
Kendini değiştirmeyen, kendini ıslah etmeyen başkasını değiştirip ıslah edemez!
SÖZLERİNİZE DİKKAT EDİN

Kimi eşler, tartışırken diline gelen her şeyi söyler. Üstelik ses ayarını da yapmadan. Yüksek bir tonla konuşmak yerine daha yumuşak ve zarif bir üslûpla, tane tane konuşmalıdır.
Ayrıca eşler birbirini suçlayıcı ifadeler kullanmamalıdır. Zaten kim olursa olsun bu tarz ifadelerden rahatsız olur. Akıllı olan, eşini direkt olarak eleştirmez. Çünkü eleştiri bir şeyi beğenmediğimizin ifadesidir. Sürekli olarak eleştiriye maruz kalan taraf beğenilmediğini düşünür ve eşinden uzaklaşmaya başlar. Böylelikle eleştiri iyi niyetle yapılıyor olsa dahi amacına ulaşmaz. Çünkü yöntem yanlıştır.
Lâf çakmak da, yine kimi eşlerin sıkça uyguladığı tutumlardan biridir. Olumsuz sözler, bedduâ, küfür ise, çok ağır ve hiç hoş olmayan hallerdir. Dil yarasının geçmediğini unutmamalı. Daima müsbet, pozitif yaklaşım sergilemelidir.

                                                              Ali FERŞADOĞLU

This entry was posted on Çarşamba, Eylül 12, 2012 at 06:46 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

2 yorum

by_sükut  

Bismillah ile,
İnsan çoğunlukla kendi eksik, hata ve kusurlarına kördür. Ya da kendine ait kusuru bilse de başkasından duymayı sevmez. Evet karşıdakinin ifade dili ve tarzı çok önemli. Ama tek başına karşıdakinin dili de çözüm değil. Herkesin kendine bakabildiği, kendini tartabildiği ortamlarda iletişim daha kolaydır. İletişimde empati hep birisinin kendisini karşıdakinin yerine koyması olarak tekil algılanır. Oysa empati aynı andadır. Empati bekleyenlerin çoğu tek taraflı beklemektedir. Bu da çözümsüzlüğün bir başka boyutudur. Ve ''ben'' empatiyi de yakıp kül eden bir haldir.
Ve ne, ne kadar değişmeli? Başkasını kendi zevk ve isteklerimize büründürmek çabamızın adı olmasın değişim? Buraya çok dikkat etmeli. ''Bunu böyle yapma ben sevmiyorum, bu böyle olsun hoşuma gitmiyor..'' gibi ben'lerle varılacak yer kocaman bir sıfır. kişi bir süre sineye çeker. Sevgi ve saygı varsa idare eder. Ama akar suyun yatağını bulması gibi bir süre sonra kendi olmaktan çıktığı için sıkılır ve patlamalar yaşar. Bu açıdan değişim başkasını kendi kimliğimize sokmak değildir. Ölçüsü bizim zevklerimiz olamaz. Ölçüsü Allah'ın koyduğu ölçülerdir. Efendimizin sünnet-i seniyyesidir. Bu ölçek hiç şaşmaz. Ve burada huy değişimi dahil hiçbir değişim şahsi ölçülerle bencelerle olamaz.
Eşler arası tartışmaya da farklı bakıyorum. Üslup çığrından çıkmadıkça bazen tartışma iyi. Çünki eşiniz size normal zamanlarda söyleyemeyeceği birçok içine attığı şeyi o tartışmada söyler :) Bu açıdan bilinç altı ve iç dünyada aslında ne var'ın görülmesi için iyi bir fırsattır. Bu fırsatı bencil değerlendirenler kavga eder. İnsaf gözlüğüyle bakan ''eşim demek beni böyle görüyor, bu görmede acaba benim kusurum ne'' sorusunu sorar. Ola ki kişi öyle değildir, kendini ifade eksikliğidir..
Konu aslında yine uzun ve derin. Konu ve vakit ters orantılı..
Maesselam, Maeddua..

12 Eylül 2012 11:57

Yorumunuzla yazıya ayna tuttunuz... Tartışmalar hayatımızda malesef olmazsa olmaz bir hal almış durumda.. Sizinde belirttiğiniz doğrultuda değerlendirebilmeyi bilsek daha sakin ve karşılıklı kırılmadan netleşir olaylar. Aslında yalnız bu mevzuda değil hayatımızda yaşadığımız her vakaya Kur'an ve sünnet doğrultusunda bakabilmek bir çok sorunu kendiliğinden çözer de işte... Teşekkürler

12 Eylül 2012 16:50

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails
Site'de Kaç Kişiyiz