İnsanın Gözünü Toprak, Kalbini Allah Doyurur...  

Posted by Tespih Taneleri... in






Bu sabah bir arkadaşımla kahve içerken Vedud isminin ya Adl ya Hakem isimleriyle terkipli gelmesi gerektiğinden söz ediyorduk.



Gerektiği yerde gerektiği kadar, gerektiği sınırda durarak, yoksa nur değil zulmet oluyor.



Bir de insanın kaç yaşında olursa olsun, geriye dönük birçok şeyi



kaybedebileceği yakınabileceği ama istikamet, ihlas, ihsan, iman denen şeyi asla kaybetmeyeceği,



onu şimdiki zamanda hazır ve nazır bulacağından söz ediyorduk. Bir tek an kurbiyet sonsuz oluğu için ömrün

altmış senesine ağır basıyor, sonsuz her zaman ne kadar büyük olursa olsun sayıdan büyüktür. O anı yakalamak için uğraşmak lazım. Yakınlık..



Nuh gibi “Sen gel çünkü ben mağlubum” demek lazım.Çağrıya icabet edenlerin en hayırlısı Odur.



Sen gel beni kurtar, kimden, benden.



Şu beni senle değişelim.Lütfen.



Sen demedin mi ticareti benle yapın, hem kerimlerle iş yapmak kolaydır, beni al seni ver.



Çünkü sana senle yaklaşılır, benle değil. Ben arpa boyu yol gitmez.



“Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var” dedi Allah, öyleyse duanın olması ve olmaması kadar neyin istendiği de ehemmiyetimizi belirler.



Kişi istediği şeyin büyüklüğü değeri ölçüsünde değer kazanır. En Büyüğü isteyin Allah’ı.



Size aç gözlülük duygusu, hel min mezid demek bunun için verildi, Onu isteyin. İnsanın gözünü toprak, kalbini Allah doyurur.



O kendisine her “daha yok mu?” dediğinizde gülümser. “Senden bir tecelli daha istiyorum, bir tane daha, bir tane daha….”



Ona doyulmaz, sadece Ona doyulur. Hem o hem o.

This entry was posted on Çarşamba, Nisan 11, 2012 at 10:40 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

0 yorum

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails
Site'de Kaç Kişiyiz