Basit Yaşamak  

Posted by Tespih Taneleri... in ,



“Sen öyle bir yaşa ki, ölüm sana gelirken utansın”

Bir hayatı yaşamak…

Ama öyle sıradan bir yaşama ile değil. Hayatı öyle yaşamak lazım ki; öldüğün zaman insanların önünde el pençe divan durduğu insanları musallada yatan tabutunun önünde vakur bir şekilde dursun. Belki çok ilim sahibi olmayacaksın.
Makamın ve mevkiin çok sıradan bir insanınkinden bile daha az olacak. Mal, mülk desen sadece iki hasırın olacak. Ama görünende olmayanlar manevi anlamda öyle bir olacak ki, cenazeni omuzlarda melekler taşıyacak. Para ile elde edilecek bir makam değildir bu. Maddi değerlerden mahrum olma şartını daha önce söylemiştik. İsmin önünde yer alan unvanların da elde edemeyeceği bir durumdur bu.
Sadece insan olmak ve sadece Allah’ın lütfedeceği bir nimettir bu. Niceleri basit yaşamayı bırakıp dünyalıklarını her geçen gün biraz daha artırmanın peşinde koşturdukça bizler basit yaşamayı unuttuk. Basit yaşamak dediğin de o kadar basit değildir. Bakmayın basit yaşamak dediğime. Basit yaşamak her kişinin değil, er kişinin harcıdır.

Basit yaşamak neden yaratıldığını ve bu yaratılış gayesinin unutmamaktan geçer. Basit yaşamanın yolu sağlam bir imandan geçer. “Allah’tan gayrı ilah olmadığını bil.” (Muhammed: 19)
Önce Allah’ın varlığına ve O’ndan başka tapılacak bir ilah’ın olmadığına inanmak gerek. İnanmakla bitmiyor her şey. İmanın bir gereği vardır. Bu imanın gereği de ibadettir.
“Ben cinleri ve insanları sadece bana kulluk etsinler diye yarattım. (Zâriyât: 56) Çoğumuz (buna en başta bu yazının müellifi dahildir) unuttuk ve dünyaya daldık. İbadet etmek yerine eğlenceyi tercih ettik. Dünyalık koşuşturmalar, önemli yatırımlar ve dizinin heyecan dolu yeni bölümleri hep kör etti bizleri.
Aslında bunlar gözlerimizi bağlarken biraz da biz yardım ettik onlara. Kuran-ı Kerim’de bahsetmiş benden; “Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları eğlenmek için yaratmadık, onları gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.” (Duhân: 38, 39)
Merak ilmin yarısıdır. Bir şeyi bilmek için önce onu merak etmek gerekir. Bizler neden yaratıldığımızı merak etmez olduk. Bir sebeple doğduk, çocuk olduk ve zamanı geldi büyüdük.
 Gün gelecek, zaman dolacak ve bizler öleceğiz. Bu süreç içinde hayatı bir mahlukat gibi yaşamak da bizim elimizde. Hayvanlar da doğarlar, gelişirler, hayatlarını idame ettirmek için avlanırlar ve nesilleri tükenmemesi için cinsi münasebetlere girerler. Olaya bu açıdan baktığımızda herhangi bir fark olmadığını göreceksin.
Bu konuda Said NursiHazretlerinin sözüne kulak vermek gerekir;
"İman, insanı insan eder. Belki insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi, iman ve duadır. Küfür, insanı gayet âciz bir canavar hayvan eder." (Yirmi Üçüncü Söz) Kuran-ı Kerim’de yine bir ayette
“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık. Sonra onu, aşağıların aşağısına indirdik.” (Tin Suresi 4, 5)

Basit yaşamak görüldüğü kadar basit değil diyenler olacak. Ama insan yaratılışının gereğince davranırsa zaten hayatı basit yaşamış oluyor. Ahmet Mahmut Ünlü Hocaefendi’nin bir programda bahsettiği gibi; cennet insanoğluna bedava verilmiştir. Kimse namaz kıldığımız için bizden para talep etmez. Tuttuğumuz oruçların faturası doğalgaz, elektrik veya su gibi Ramazan sonunda son ödeme tarihli gelmez. Lakin bunların dışında cehennem çok pahalı bir cezadır. Alkolün litresi benzinden pahalıdır. Kumarın faturası kışın doğalgaz faturasından daha fazla gelir. Zina etmek için önce bedel ödersin ve belki aylar sonra her ay nafaka ve veled-i zina masrafları çıkar ortaya.
Şimdi tercih bizlerin.
Basit ve sıradan yaşarsak bize emrolunduğu gibi; kazandığımız üç beş kuruşun da milyarlar kadar bereketi olur. Üstelik basit yaşamak adına her şey bize önceden verilmiştir.
Fethullah Gülen Hocaefendi bu konuda “Bu yüce vazifeleri görebilmesi için gerekli olan şeyler ise, ona çok önceden verilmiştir. İnsanlığa yükselmek için irade ve heyecan; kâinat ve içindekileri tanıyıp sevmek için merak ve güzellik aşkı; dürüstlük ve adâlet için vicdan; varlığa alâka duymak için kalb; bu lütûfları yerinde kullanma ve belli bir ölçüde, iyiyi kötüden ayırdedebilmek için akıl; nihayet, bütün bu işleri yanılmadan, arızasız görebilmek için de vahyin aydınlatıcı tayflarıyla pırıl pırıl bir atmosfer.” demiştir. Basit yaşamak bu kadar basittir.

Bir türlü beceremedim basit yaşamayı. En son bir cenazeyi izledim televizyondan. Hayatı basite indirgemiş bir mübarek yatıyordu musalla taşında. Ne bir makam sahibi olmuştu dünyada, ne de zengindi maddi anlamda. Hayatını sadece Allah’a hizmet için adamış birisiydi. Bu sebeple çok sıkıntılar çekti ve eziyet edildi.
Lakin ne Habeşli Bilal inkâr etmişti ezilirken bedeni taşlar altında, ne de zindanlarda defalarca zehirlenen Said Nursi. O da onların yolunda ruhunu bir gece vakti Rahman’a teslim etti… Kim diye sormayın. Hayatı basit yaşayanların, Allah’a hizmet için adayanların ortak cenazesidir bu hikâye. Hiç değişmez bu senaryo.
Yasin Duyan

This entry was posted on Pazartesi, Aralık 24, 2012 at 10:10 and is filed under , . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

0 yorum

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails
Site'de Kaç Kişiyiz