Istanbul'da lale zamani gelirde Emirgan'a gitmden olmaz diye dusundum. Ne zamandir niyetlendim ancak nasip oldu. Lalelerin sonuna yetistim ama yine de cok guzeldi. Bol bol resim cektim ama sadece bir kacini sizinle paylasacagim. Emirgan bambaska masal gibi...Allah ne guzel yaratmis diye hayretler icerisinde gezdim. Daha once defalarca gitmisimdir ama lalelerle bir baska guzellesmis Emirgan. Muthis bir renk cumbusunun icinde kendini kaybediyor insan. Hakikaten Osmanli zamaninda gibi hissettim kendimi. O donemlerde yasiyormus gibi dolastim cok keyifliydi. Emirgan'la alakali iki siirle sizi basbasa birakayim canlar...
Balta liman’la İstinye’nin arası,
Emirgân dır ikisinin ortası,
Denizine atılır balık oltası,
İstanbul bedense sen bedende can,
Boğazın incisi nazlı Emirgân.
Atlı köşktü Müze oldu burası,
Sakıp ağanın meskeniydi orası,
Azrail’in şimdi kimde sırası?
İstanbul bedense sen bedende can,
Boğazın incisi nazlı Emirgân
Korusunda çeşit çeşit lâleler,
Köşklerinde türlü nakış hareler,
Kol koladır genç erkekler tazeler,
İstanbul bedense sen bedende can,
Boğazın incisi nazlı Emirgân
Kandilliye karşı bakar yönümüz,
Masmavi denizdir işte önümüz,
Buralarda geçti yarı ömrümüz,
İstanbul bedense sen bedende can,
Boğazın incisi nazlı Emirgân.
Laleler korunda renk cümbüşünde
Ördeklerin havuzda süzülüşünde
Bir ahenk bir düzen var yüzüşünde
İstanbul bedense sen bedende can
Boğazın incisi nazlı Emirgân
Emirgân da yine lale bayramı,
Türlü çeşit renk boyanmış her yanı,
Karartmayın duygu yüklü dünyamı,
İstanbul bedense sen bedende can,
Boğazın incisi nazlı Emirgân.
Sohbete gelirler Çınar altı’na,
Gözüm yok kimsenin saltanatında,
Mevlüt’ün yalvarışı Yüce katına,
İstanbul bir beden sen bedende can,
Boğazın incisi nazlı Emirgân
Mevlut Kurt