Misafir Duygular...  

Posted by Tespih Taneleri... in




Misafir duyguların esaretinde tüketmeyim günlerimi kocaman binalar arasında. Dostluktan ve vefadan uzakta sayılmam aslında lakin özlüyorum yarım kalan bir şeyleri. Yarım kalan duyguları bir elin parmaklarını geçmeyecek dostlarla yaşamaya çalışıyorum.

 İstanbul’un tadını çıkarmaya bakıyorum laleler arasında.

Bir de açınca Boğaz’ın kıyısında erguvanlar daha bir efkâr basıyor düşüncelerimi. Daha çok özlüyorum saklı kalmış duyguları. Mesela bir bardak demli çay merhem oluyor yarama. Buralardan uzakta bir köyün sokaklarında buluyorum kendimi.

Eskimiş evlerin arasında yürürken kanattığım dizim geliyor aklıma. Aklıma geçmiş tatlı acılarım gelirken yüzüme de bir tebessüm yerleşiyor. “Çocukluk” diyorum kendi kendime.

Ne güzeldi o günler…


Her şeyin çıkarsız ve sonunu düşünmeden yaşandığı yıllardı çocukluğum. Büyüdükçe sardı benliğimi bencilliklerim. Büyüdükçe kaybettim sahip olduğum hangi güzellik varsa. Ağlamalarımı unuttum ölmüş bir kuş yavrusu gördüğümde. Ya da özlemeyi babamı ve annemi uğurlarken gurbetin uzak kokulu diyarlarına.

 Sonradan anladım ki; ben daha çocuk olmadan büyümüşüm. Henüz sekizimde kopmuşum ailemden. İşte o zaman bırakmışım ağlamayı ulu orta. Gizli gizli ağladım ben geceleri. Herkes uyuduktan sonra kimse görmesin diye. Çünkü ben güçlüydüm ve erkekler ağlamazdı. Bir baba gibi bellemiştim dedemi. Hayata dair ne varsa da ondan öğrenmiştim. Onu son kez uyuturken de öğrendim yine ondan bir şeyler…

 Ne kadar güçlü olursan ol bu dünyada hiçbir şeye hâkim değilsin. Ve saç teli kadar ince bir damar görevini bıraktığında kaybedersin geçmişe dair ne varsa. Boş gözlerle bakarsın ve hatırladıkların sadece geçmişten kalma, bilinçaltına yerleşen gizli hazinelerin.
Allah’ın her şeyin hakimi olduğunu o zaman daha iyi anlamıştım. Çünkü insan çok küçük bir mikroba dahi hükmedemiyor. Yunus Peygamber’in duası geliyor aklıma. Öyle bir dua ki balığın karnından selamete götürmüş ve niyazın sahibinin hükmü hem denize, hem geceye ve hem de balığa geçiyor.
 Anlıyorum ki; insan yaptıkları yanlışlar ile en çok kendine zulmediyor.

Kısıtlı bilincim ve idrakim ile sığınıyorum her zaman beni yaratana. Çocukluğumdan bugüne geçen günlerin hızı ışıktan bile daha hızlı. Ben ne zaman büyüdüm ve ne zaman küçüldü, kirlendi dünya.


 Ne kadar garip değil mi?

Çocukken büyümek ve bir an önce kendi hayatının sahibi olmak isterken, yaş ilerledikçe keşke dolu cümleler kurmaya başlıyorsun. Gurbetin gecelerinde en çok aileni özlüyorsun. Memleketinde bir gün daha fazladan vakit geçirmek istiyorsun ama olmuyor. Ben büyürken dünya da değişti…

 Yağmur yerini güneşe bırakırken bahar günüde, bir an önce gitmek istiyorum çocukluk günlerime. Beklentisiz yaşamak ve paylaşmak istiyorum elimdeki şekeri. Paylaşmayı bile unuttuk şu koca şehirde. Bir selamı bile paylaşmak zor geliyor nefsimize.

Ezan sesi yükseliyor minarelerden… Vakit öğlen ve bir çağrıdır bu. Ayaklarıma yapışan nefsim tutuyor ve oturtmaya çalışıyor beni yerimde. Oysa çocukken hemen koşardım namaza. O zaman bana hiç zor gelmezdi. Çünkü o zamanlar namaz bana farz değildi.

Nefsimin bizzat hoşuna bile giderdi namaz kılmak. Dedemle el ele tutuşur giderdik sabah namazına. O vaktin en büyük cazibesi namaz sonrası bir bardak demli çay ile yediğim üç beş tane bisküviydi. Herkes başımı okşar ve bana bir şeyler verirdi. Zaman geçti kimse kalmadı o cemaatten. Önce Kopçasız Mehmet göç etti bu dünyadan ardından diğerleri. En son dedemi vermiştim toprağa. Gece uyuturken temizlemiştim yüzünü ve kirlettiği elbiseleri. Sabah uyandığımda gördüğüm ise bana bakan ama beni görmeyen cansız gözleriydi.

Misafirliği bitti hüzünlü duygularımın. Padişahın bize her gün hiç usanmadan ve eksiltmeden verdiği yirmi dört altınla geçiriyoruz günlerimizi. Elbet zamanı gelince soracak hesabını bizlere. Biz böyle mirasyedi gibi harcadığımız sürece bu güzel saatleri, hesabını ferah feza vereceğimizi düşünüyoruz. Biz gaflete düşmüşüz de kendimizi cennetlik zannediyoruz.

Yasin Duyan

This entry was posted on Salı, Mayıs 01, 2012 at 05:45 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

0 yorum

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails
Site'de Kaç Kişiyiz