Hani tren usul usul hareket edince...
Hani eller ayrilik huznuyle, kavusma heyecaniyla sallaninca...
Hani genzi yakan bir duman ortaligi kaplayinca...
Hani gideni gozunuz gormez olunca artik...
Ve o icinizde bir yerlerde sakli tuttugunuz derin nefes, ozgurlugune kavusunca...
Ve hani belki iki damla gozyasi, akmakla akmamak arasinda...
Ve hani siz sirtinizi donerken bos peronlara...
Geride kalan sizsiniz...
Bir padisah sofrasi bulursunuz onunuzde...
Zengin...
Icinde bin turlu huzun...
Icinde ozenle hazirlanmis ayrilik lezzetleri...
Umit ararsiniz, bastirmak icin acikan efkarinizi...
Yasanmis ve yasanmamisduygular oylesine doldurur ki icinizi, hic bir yere sigamazsiniz...
Kainatin butun trenleri gecer, gozunuzden ve gonlunuzden...
Hepsinin katili olursunuz bir an da...
Derinlerde bir yerlerde...
Ama hep duyacaginiz mesafede...
Yanik turkuler soyler birileri...
Sonra oturup bir cay bahcesine...
''Neden gittiler, neden ben kaldim?'' muhasebesi baslar...
Gelir ve gider herkes...
Bazen gidenler uzulur, bazen de geride kalanlar...
Gece ve gunduz gibi...
Yaz ve kis gibi...
Bir gulup, bir aglamak gibi...
Hic bir tren, son tren degildir halbuki...
Bir gun ''Bir geride kalan...'' olarak, huzunkar hissedersiniz kendiniz...
Bir baska gun herseyi geride birakacaginizi dusunun...
Kendinizi bile birakacaginizi dusunun...
Murat Basaran
Merhaba arkadaslar, bugun biraz huzunlu ve yorgun bir gune uyandim, Rabbim hayirlara cikarsin insallah... Su an beni ve duygularimi en guzel sekilde anlatan bu yaziyi yazmak istedim. O geride kalanlar gibi hissediyorum kendimi cunku...Yolculuk bitti ve artik el salliyor gibiyim, usul usul uzaklasan trenin ardindan...Zaman daha farkli ilerliyor...Bir ileri bir geri...Olur ya hayat iste! Her zaman ayni ruh halini koruyamayabiliyor insan...Hersey gibi bu da gecici, yeter ki Allah ayirmasin kendinden bizi...Sevgiler