Iste bir padisah, iste bir sultan, iste bir mu'min, iste bir talebe, iste bir insan...
Hayatimizda ogrencilik hic bitmez, ogreneceklerimiz bitmez cunku. ilim talebesiyiz hepimiz, ilimse bir derya gibi ne kadar ogrensen, her gun ogrensen bitmez, Allah ogrendiklerimizi yasamayi nasip etsin insallah. Osmanli ilme ve ogrenmeye cok onem veriyordu. Bu beni en cok etkileyen yonudur Sultan Fatih'in devamli bir ogrencilik ve kulluk suuru icerisinde...
Fatih Sultan Muhammed Han'nin talebeligi olene kadar surdu mesela..
Sultan Fatih'in dehasi sayesinde yasadigi devrin bir cok ilmini hizla ogrenmis, bir cok ilim dalinda da alim olmus hatta deha eseri gostermistir. Sultan Fatih butun sehzadelere ogretilen Cagatay lehcesi ile Farsca ve Arapcanin disinda, o devrin gecerli dilleri olan Yunanca, Latince, Sirpca, italyanca,ve ibranice'yi de ogrenmistir. Osmanli sultanlarinin cocuklarina baktigimiz da, Sultan Fatih'in derecesinde cesitli alimlerden ders goren baska bir sehzade olmadigini goruyoruz. Hatta ilme olan meraki sebebiyle, padisah olduktan sonra bile hocalarindan ilim tahsil etmeye devam etmistir.
Sultan Fatih Istanbul'u fethettikten sonra, oraya kendi ismiyle anilan bir cami serif bina ettirdi. Etrafinda da ilim ehli icin buyuk bir medrese yaptirdi. O gunun en gozde ilim merkezlerinden biri olan bu medrese de, bazi hocalafr icin ayrica ozel odalar yapilmisti
Herkes yapilan bu ozel odalardan bir tanesinin kendisine tahsis edilmesini istiyordu. Fakat odalar sinirli sayi da oldugundan, medresenin ilim heyeti tarafindan bir imtihan yapilmasi ve bu imtihanda basarili olanlarin buradan oda almaya hak kazanmasi kararlastirildi.
Sultan Fatih ulemayi cok sever, onlarla oturup onlarla kalkardi. Dolayisiyla ulemaya daha yakin olabilmek dusuncesiyle kendisine de orada bir oda tahsis edilmesini arzu ediyordu. Fakat medresinin ilim heyeti, almis olduklari karar sebebiyle medresede ozel odaya sahip olmak icin sartlarin belli oldugu ve mutlaka imtihanda basarili olmak gerektigini, bunun disinda kimseye oda tahsis etmenin mumkun olmadigini, aksi takdirde bunun haksizlik olacagini ifade ettiler...
Bunun uzerine Sultan Fatih'de bu sarta riayet etti ve medresenin ilim heyeti onunde yapilan imtihani basariyla verdikten sonra, kendi yaptirdigi medrese de bir odaya sahib olabildi.
Burda ki incelige bakin Sultan dahi olsa, padisah dahi olsa herkesle esit muamele goruyor. Simdi olsa en basta kendilerine ozel hazirlik yaparlar...
Ne kadar cok eksigimiz var canlar gorun, ben cok uzuluyorum. Su televizyondan uzak, faydali kitap okuyan, sacma sapan milletin uydurdugu uydurma kahramanlara ozenen cocuklarimiza Hz. Hamza gibi, Hz. Ali gibi, Hz. Omer gibi, Sultan Fatih gibi, Barbaros Hayrettin Pasa gibi kahramanlari onlara anlatip sevdirmeye calismamiz lazim.
Allah'im hic degilse bundan sonra ki nesle boyle bir suur, boyle bir ilim zenginligi, boylesine bir iman kuvveti nasip et...amin
Sevgilerimle...
This entry was posted
on Pazar, Mayıs 16, 2010
at 10:44
and is filed under
Icimden Geldigi Gibi...
. You can follow any responses to this entry through the
comments feed
.
4 yorum
Teşekkür ederim. Sizin sayfa cokdan aradiğım ama bulamadığım bir nimet gibi geldi . Siirler hem benim tarzim hemde benim gönlümden gecenleri yansıtıyor sankı. Oku oku doyamadım. Kendi sayfamda adres vererk yayınlamak istiyorum. Bende tanışdığıma memnun oldum . Allaha emanet olun
17 Mayıs 2010 05:27
Binlerce kez amin insallah...
Tesekkurler...
17 Mayıs 2010 07:22
Guzel dusuncelerin icin cok tesekkur ederim mutfak dili, begenmen cok hosuma gitti.Istedigini yayinlayabilirsin tabi ki sevinirim ayni zamanda.
Sende Allah'a emanet ol insallah canim.
Sevgilerimle...
Bu arada siirlerimi yayinladiginda haber verirsen sevinirim, ozellikle hangilerini begendin cok merak ediyorum...
17 Mayıs 2010 07:26
Yorum Gönder
HAKKIMDA
- Tespih Taneleri...
- O'nun (CC) adı ile dokunmalı Kelam'a, kaleme. Bunun için 'Bismillah' diye başlarız söze. Rahman'dan hepimize, Rahim'den yalnız bize gelenle yazarız. O'nun lütfu keremiyle, yalnız O'nu razı etmek üzere yazarız. Ruhumuz ve bedenimizle çeker Besmele'yi, dalarız özlere...
İLETİŞİM ADRESİ
tesbihtanelerim@gmail.com
Sevgili Dostlarim
Blogger tarafından desteklenmektedir.
Son Yorumlar
Facebook Grubum
Kategorilerim
- Hayatin icinden...
- Hikmet Damlalari
- Hazine-i ilim
- Icimden Geldigi Gibi...
- Siirler
- yasanmis hatiralar
- Ruha dokunanlar
- Tane Tane Istanbul
- Pasta ve Börek Tariflerim
- Duyurular
- Yemek Tariflerim
- Kitap Tavsiyeleri
- Allah dostlari
- Tebessum Ettirenler
- Ezgi ve İlahiler
- Mimlerim ve Ödüllerim
- Hayatın içinden
- Hayatın içinden...
- Tane tane İstanbul
Blog Arsivi
-
▼
2010
(297)
-
▼
Mayıs
(25)
- ''islamin isiginda'' ''islam'da kadin'' Dini Etkin...
- Fetih Marsi Ve Ciger Parem Oglum
- Gelin Bugun ISTANBUL'un Fethi'nin 557. Yildonumunu...
- Uc Tekbirle Kildirilan Cuma Namazinin Hikmeti
- Patatesli Poğaça
- Efendimiz(sav)'in Üstün Vasıfları
- Cenab-i Hak Kur'an'da Neden Biz Diyor?
- Beyaz Dilekçe...
- Bir Cobanin Etkileyen Firaseti...
- Acaba Biz Firaset Sahibi miyiz?
- Firaset sahibi olmak!
- DUA CICEGInden Dualarin En Ustunu!
- Sultan Fatih bile olsa...O Bir Talebe...
- Ne Gelirse Gelsin Hakk'tan EYVALLAH!
- Bir günde üç ödül! Teşekkürler!
- Yemen (Ruhu Silkeleyen Bir Şiir)
- Sifa-i Serif
- Kulluk Bilinci
- Etli Patates Yemeği
- Buhara Pilavi
- Sevginin Püf Noktası...
- Çikolatalı Kek
- Bir Vaizenin Günlüğü
- AKŞEMSEDDİN HAZRETLERİ - İstanbul'un Manevi Fatihi...
- AKŞEMSEDDİN HAZRETLERİ - İstanbul'un Manevi Fatihi...
-
▼
Mayıs
(25)