Arkadaslar size cok icimizde olan ama farkinda olmadigimiz bir sezgi gucu olan FIRASETten biraz bahsetmek istiyorum. Bu biraz tafsilatli bir konu oldugundan bir kac gune bolup yazacagim ki herkes okuyabilsin ve istifade etsin diye insallah. Efendimiz(sav) buyuruyor ki:
''Mu'minin firasetinden kacinin. Cunku o, Allahu Teala'nin nuruyla bakar.''Ardindan su ayeti okudular:
''Elbette basiret ve firaset olanlar icin ibretler vardir'' Hicr suresi 75.ayet
Bu ilmi bir konudur cok dikkatli okumanizi oneririm, uzerinde durmamin sebebini de okudukca anlarsiniz umid ediyorum.
Mu'minin Allah'in nuruyla bakmasi; onun Allah'in emir ve yasaklarina ya da rizasina uygun isler yapmasi anlamina gelmektedir ve o nur ancak boyle kazanilir. Zira bir baska hadiste Efendimiz(sav) buyuruyor ki:
''Allah bir kulu sevdi mi meleklerine de sevdirir'' ve yeryuzunde '' Allah'in gozu ve eli olur'' yani gozuyle, eliyle, butun azalariyla Cenab-i Hakk'in iradesi ve rizasi dahilinde isler yapar.
Dolayisiyla FIRASET akil ve duyu organlariyla bilinemeyen, ancak sezgi gucuyle ulasilan bilgilerdir. Bu anlamda bir kimsenin dis gorunusune bakarak onun ahlak ve karakteri hakkinda tahminde bulunma da bu terimin kapsami icindedir.
Bu iki sekilde cereyan etmektedir:
1-Allahu Teala tarafindan veli kullarinin kalbine konan nurla onlarin, bir nevi keramet olarak sezmeleri bilmeleridir. Bu ilahi bir vergi, bir ilham oldugu icin zahiri sebebi gosterilmez. Bazi hadislerde bu cesit insanlara ''Muhaddis'' denmis ve bu ummetten ''Muhaddis''lerin cikacagi belirtilmistir. Bunun en guzel ornegi Hz. Omer(ra)'dir. Cunku Hz. Omer'in Allah Rasulu'ne yaptigi bazi teklifler, hemen akabinde inen ayetlerle desteklenmis ve Hz. Omer'in engin firasetinin bir nisanesi olmustur. Bunu detayli bir sekilde yazarim insallah...
2-Delile, tecrubeye, mukteseb ilme dayanarak, gozle gorulen renk, sekil, fiil, soz, mizac ve ahlaki durumu degerlendirip insanlarin ic halini kesfetmek. Bu ikinci feraset, kamil mu'mine has olmayip, belki bir sanattir.
FIRASET tabirinin cogu kez kendisi ile karistirildigi KERAMET ise sozlukte ''iyi ahlakli ve comert olmak'' anlamina gelmektedir. Terim olarak ise ''Allahu Teala'nin salih, takva sahibi, veli kullarindan zuhur eden olagan ustu hal'' manasinda kullanilmaktadir.
Keramet, tipki mucize gibi tabiat kanunlariyla aciklanamayan olagan ustu ve sira disi bir olay olup, mahiyeti itibariyle mucizeden cokta farkli sayilmaz.
MUCIZE peygamberlerden, KERAMET ise tam olarak ona bagli velilerden zuhur eder. Keramete nail olan veli bunun Allahu Teala'nin bir lutfu oldugunu bilir ve sukreder. O'na daha cok baglanir ve sorumlulugundan cekinir, halini ifsa etmez.
Bununla birlikte harikulade haller mu'min-kafir, dindar-gunahkar herkeste gorulebilir.
Boyle haller kafir ve gunahkarlarda zuhur ederse buna istidrac(derece derece helake suruklenme) denir.
Bu halin inancsiz ve fasik kisilerde meydana gelmesi onlarin simarmalarini ve azginlilarini arttirarak ahiretteki azabin siddetlenmesine sebep olmaktadir.
Fakat dinine bagli, ahlakli ve iyi hal sahibi mu'minlerde gorulen harikulade hallere KERAMET, siradan mu'minlerde gorulen bu tur hallere ise MAUNET(ilahi yardim) denilmektedir.
Gunluk hayatimizda siklikla karsilastigimiz bu kelimelerin anlamlarini cok iyi bilmemiz gerektigini dusunuyorum. Ozellikle FIRASET sahibi olmakla aralarinda ki farki ancak bu sekilde anlayabiliriz, cunku mana bakimindan ayni olmasa bile benzerlikleri var. Yarin FIRASETIN inceliklerini ve nasil FIRASET sahibi olabilecegimiz hakkinda yazacagim insallah...
Simdilik hoscakalin...
This entry was posted
on Salı, Mayıs 18, 2010
at 07:13
and is filed under
Hazine-i ilim
. You can follow any responses to this entry through the
comments feed
.
4 yorum
Tesekkur ederim canim benim...
Allah razi olsun, cok sevindim.
Sevgilerimle...
18 Mayıs 2010 11:11
dejo mi saludo de paz y amistad hermanos
19 Mayıs 2010 01:48
Yorum Gönder
HAKKIMDA
- Tespih Taneleri...
- O'nun (CC) adı ile dokunmalı Kelam'a, kaleme. Bunun için 'Bismillah' diye başlarız söze. Rahman'dan hepimize, Rahim'den yalnız bize gelenle yazarız. O'nun lütfu keremiyle, yalnız O'nu razı etmek üzere yazarız. Ruhumuz ve bedenimizle çeker Besmele'yi, dalarız özlere...
İLETİŞİM ADRESİ
tesbihtanelerim@gmail.com
Sevgili Dostlarim
Blogger tarafından desteklenmektedir.
Son Yorumlar
Facebook Grubum
Kategorilerim
- Hayatin icinden...
- Hikmet Damlalari
- Hazine-i ilim
- Icimden Geldigi Gibi...
- Siirler
- yasanmis hatiralar
- Ruha dokunanlar
- Tane Tane Istanbul
- Pasta ve Börek Tariflerim
- Duyurular
- Yemek Tariflerim
- Kitap Tavsiyeleri
- Allah dostlari
- Tebessum Ettirenler
- Ezgi ve İlahiler
- Mimlerim ve Ödüllerim
- Hayatın içinden
- Hayatın içinden...
- Tane tane İstanbul
Blog Arsivi
-
▼
2010
(297)
-
▼
Mayıs
(25)
- ''islamin isiginda'' ''islam'da kadin'' Dini Etkin...
- Fetih Marsi Ve Ciger Parem Oglum
- Gelin Bugun ISTANBUL'un Fethi'nin 557. Yildonumunu...
- Uc Tekbirle Kildirilan Cuma Namazinin Hikmeti
- Patatesli Poğaça
- Efendimiz(sav)'in Üstün Vasıfları
- Cenab-i Hak Kur'an'da Neden Biz Diyor?
- Beyaz Dilekçe...
- Bir Cobanin Etkileyen Firaseti...
- Acaba Biz Firaset Sahibi miyiz?
- Firaset sahibi olmak!
- DUA CICEGInden Dualarin En Ustunu!
- Sultan Fatih bile olsa...O Bir Talebe...
- Ne Gelirse Gelsin Hakk'tan EYVALLAH!
- Bir günde üç ödül! Teşekkürler!
- Yemen (Ruhu Silkeleyen Bir Şiir)
- Sifa-i Serif
- Kulluk Bilinci
- Etli Patates Yemeği
- Buhara Pilavi
- Sevginin Püf Noktası...
- Çikolatalı Kek
- Bir Vaizenin Günlüğü
- AKŞEMSEDDİN HAZRETLERİ - İstanbul'un Manevi Fatihi...
- AKŞEMSEDDİN HAZRETLERİ - İstanbul'un Manevi Fatihi...
-
▼
Mayıs
(25)