Biz hayırsever, dindar, sofu, hepsi hacı bir grup Müslüman bir dernek kurduk ve yeni bir mahallede büyük bir cami yaptırdık. İlle de yüksek kubbeli olacak dedik, masraf ikiye katlandı, kocaman bir kubbe yaptırdık. Bir minare yetmez dedik, iki minare yaptırdık.
Minareler binayla mütenâsib (orantılı) olsaydı daha güzel olacaktı ama biz upuzun minareler yaptırdık. Zaten şerefeye çıkıp ezan okuyan yok ama biz bir şerefe yetmez dedik, iki şerefe de yetmez dedik, her minareye üç şerefe yaptırdık.
Çuvalla para harcadık, caminin içini çiniyle kaplattık. Elektrikli yerden ısıtma tesisatı yaptırdık.Camiye WC'ler, şadırvanlar yaptırdık. Alt katta cenaze yıkama istasyonu kurduk.Camiye bir show room bile yaptırdık.
Minareleri, caminin içini ve dışını gür sesli hoparlörlerle donattık. Mihraba tam altı adet mikrofon koydurttuk. İmamın yakasına takmak için bir de kablolu seyyar mikrofon hazırladık. Yazın cemaat serinlesin diye klima cihazları, vantilatörler...
İçi yanan din kardeşlerimiz için soğuk su cihazları. Buz gibi...Çalınacak bir şey yok ama caminin içine ve dışına dijital kameralar yerleştirdik .Hiç sanatlı değil ama zemine anilin boyalı makine halıları serdirttik. İmam ve müezzin için konforlu lojmanlar yaptırttık.
Caminin içine kızıl ışıklı namaz vakitleri levhaları koydurttuk. Cami bahçesine paralı WC'ler yaptırttık.
Velhasıl son derece lüks, büyük kubbeli, iki uzun minareli, bol şerefeli, bol mikrofonlu, bol hoparlörlü, kaloriferli, yerden ısıtmalı, klimalı, vantilatörlü, soğuk su cihazlı, kameralı, WC'li bir camimiz oldu. Yok yok bu camide. Sadece bir şeyi unuttuk.
En önemli şeyi. En hayatî şeyi. Ne mi o?
Sabah ezanı okununca biz bu camiye gitmiyoruz. Öğle ezanı okununca bir saf. İkindi hâkeza. Akşam yine fazla cemaat yok. Yatsıda yarım saf... Evet cami yaptırdık ama gidip orada cemaatle namaz kılmayı unuttuk. Biz ne unutkan Müslümanlarız...
Mehmet Şevket Eygi
Ramazan'in en sevdigim yani geldi aklima bu yaziyi okuyunca, teravih namazi... Eskiden beri iftardan sonra kosusuruz camilere... Ama sadece Ramazan'da...:(
Muthis bir rahatlamadir bence teravih namazi, iftardan sonra uzun bir nefes alma...
Eskiden her gece degisik bir camide kilmaya gayret ederdik, cunku cami yolu ne kadar uzak olursa attigimiz her adima karsilik alacagimiz sevaplari hesaplardik...:))
Hayatta en sevdigim sey farkli farkli camileri gezip, oralarda bir vakitte olsa namaz kilmak...
Bu gercekten cok keyifli oluyor, hepsinde ayri bir lezzet ayri bir fayz var sanki...
Ozellikle eskinin izlerini tasiyan tarihi camiler... Oyle camilere rast geldimse uzun sure ordan cikmak pek mumkun olmuyor benim icin... Benimle ziyarete gelenler bu durumdan hep muzdarip olmustur...:))
Guzeldi, cook guzeldi...
This entry was posted
on Pazar, Ağustos 14, 2011
at 02:24
and is filed under
yasanmis hatiralar
. You can follow any responses to this entry through the
comments feed
.
2 yorum
Tesekkur ederim yorumunuz icin..Kesinlikle size katiliyorum...Rabb'im cumlemize islam suuru versin insallah cok gec olmadan..sevgiler
14 Ağustos 2011 13:24
Yorum Gönder
HAKKIMDA
- Tespih Taneleri...
- O'nun (CC) adı ile dokunmalı Kelam'a, kaleme. Bunun için 'Bismillah' diye başlarız söze. Rahman'dan hepimize, Rahim'den yalnız bize gelenle yazarız. O'nun lütfu keremiyle, yalnız O'nu razı etmek üzere yazarız. Ruhumuz ve bedenimizle çeker Besmele'yi, dalarız özlere...
İLETİŞİM ADRESİ
tesbihtanelerim@gmail.com
Sevgili Dostlarim
Blogger tarafından desteklenmektedir.
Son Yorumlar
Facebook Grubum
Kategorilerim
- Hayatin icinden...
- Hikmet Damlalari
- Hazine-i ilim
- Icimden Geldigi Gibi...
- Siirler
- yasanmis hatiralar
- Ruha dokunanlar
- Tane Tane Istanbul
- Pasta ve Börek Tariflerim
- Duyurular
- Yemek Tariflerim
- Kitap Tavsiyeleri
- Allah dostlari
- Tebessum Ettirenler
- Ezgi ve İlahiler
- Mimlerim ve Ödüllerim
- Hayatın içinden
- Hayatın içinden...
- Tane tane İstanbul
Blog Arsivi
-
▼
2011
(176)
-
▼
Ağustos
(14)
- Bu Bayram da Guzel Bir Hatira !
- Kadir Geceniz Mubarek Olsun!
- Şu 10 Şeye Vakit Ayırmaya Çalışın !
- Zamani Gelince !
- Hazan Mevsimindeyim Yine!
- İstanbul Ezanları
- Sus Gonlum !
- Bir Şey Unuttuk !
- Ah! Nerede O Eski Mektuplar...
- Duygu mu, Mantık mı?
- Şehrin Hangi Yüzünü Görüyorsun?
- HZ.PEYGAMBER SAV ‘İN RAMAZAN HUTBESİ
- Seni Çağırıyor Ramazan...
- Hoş Buldun mu Ey RAMAZAN!....
-
▼
Ağustos
(14)