Bir Şey Unuttuk !  

Posted by Tespih Taneleri... in



Biz hayırsever, dindar, sofu, hepsi hacı bir grup Müslüman bir dernek kurduk ve yeni bir mahallede büyük bir cami yaptırdık. İlle de yüksek kubbeli olacak dedik, masraf ikiye katlandı, kocaman bir kubbe yaptırdık. Bir minare yetmez dedik, iki minare yaptırdık.

Minareler binayla mütenâsib (orantılı) olsaydı daha güzel olacaktı ama biz upuzun minareler yaptırdık. Zaten şerefeye çıkıp ezan okuyan yok ama biz bir şerefe yetmez dedik, iki şerefe de yetmez dedik, her minareye üç şerefe yaptırdık.
Çuvalla para harcadık, caminin içini çiniyle kaplattık. Elektrikli yerden ısıtma tesisatı yaptırdık.Camiye WC'ler, şadırvanlar yaptırdık. Alt katta cenaze yıkama istasyonu kurduk.Camiye bir show room bile yaptırdık.


Minareleri, caminin içini ve dışını gür sesli hoparlörlerle donattık. Mihraba tam altı adet mikrofon koydurttuk. İmamın yakasına takmak için bir de kablolu seyyar mikrofon hazırladık. Yazın cemaat serinlesin diye klima cihazları, vantilatörler...
İçi yanan din kardeşlerimiz için soğuk su cihazları. Buz gibi...Çalınacak bir şey yok ama caminin içine ve dışına dijital kameralar yerleştirdik .Hiç sanatlı değil ama zemine anilin boyalı makine halıları serdirttik. İmam ve müezzin için konforlu lojmanlar yaptırttık.
Caminin içine kızıl ışıklı namaz vakitleri levhaları koydurttuk. Cami bahçesine paralı WC'ler yaptırttık.


Velhasıl son derece lüks, büyük kubbeli, iki uzun minareli, bol şerefeli, bol mikrofonlu, bol hoparlörlü, kaloriferli, yerden ısıtmalı, klimalı, vantilatörlü, soğuk su cihazlı, kameralı, WC'li bir camimiz oldu. Yok yok bu camide. Sadece bir şeyi unuttuk.

En önemli şeyi. En hayatî şeyi. Ne mi o?
Sabah ezanı okununca biz bu camiye gitmiyoruz. Öğle ezanı okununca bir saf. İkindi hâkeza. Akşam yine fazla cemaat yok. Yatsıda yarım saf... Evet cami yaptırdık ama gidip orada cemaatle namaz kılmayı unuttuk. Biz ne unutkan Müslümanlarız...

 Mehmet Şevket Eygi

Ramazan'in en sevdigim yani geldi aklima bu yaziyi okuyunca, teravih namazi... Eskiden beri iftardan sonra kosusuruz camilere... Ama sadece Ramazan'da...:(
Muthis bir rahatlamadir bence teravih namazi, iftardan sonra uzun bir nefes alma...
Eskiden her gece degisik bir camide kilmaya gayret ederdik, cunku cami yolu ne kadar uzak olursa attigimiz her adima karsilik alacagimiz sevaplari hesaplardik...:))

Hayatta en sevdigim sey farkli farkli camileri gezip, oralarda bir vakitte olsa namaz kilmak...
Bu gercekten cok keyifli oluyor, hepsinde ayri bir lezzet ayri bir fayz var sanki...
Ozellikle eskinin izlerini tasiyan tarihi camiler... Oyle camilere rast geldimse uzun sure ordan cikmak pek mumkun olmuyor benim icin... Benimle ziyarete gelenler bu durumdan hep muzdarip olmustur...:))
Guzeldi, cook guzeldi...


This entry was posted on Pazar, Ağustos 14, 2011 at 02:24 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

2 yorum

Çok güzel bir yazı. Ankarada da bayağı lüks camiler ama bazılarının şekilleri bile sanki kilise havasında. Ne yazık ki içindekilerden ziyade şekillere doğru bir kayış var

14 Ağustos 2011 02:36

Tesekkur ederim yorumunuz icin..Kesinlikle size katiliyorum...Rabb'im cumlemize islam suuru versin insallah cok gec olmadan..sevgiler

14 Ağustos 2011 13:24

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails
Site'de Kaç Kişiyiz