İslam'ı, İmanı, Kur'anı, Sünneti, Şeriat'ı, mukaddesatı alet ederek: Dünyalık elde etmeye, zengin olmaya çalışanlar... Dini alet ederek şahsî prestij, siyasî nüfuz devşirmek isteyenler... Ün, alkış, pohpoh peşinde koşanlar... Benliklerini, nefs-i emmârelerini tatmin edenler... Evet sizler sizler sizler!.. Geçici bir müddet başarılı olmuş gibi görünebilirsiniz, Muazzam miktarlarda zengin olabilirsiniz, Dünya emellerinize nail olabilirsiniz ama... Ama ama ama...
Cehennemî bir yolda olduğunuzu bilin... Başarılarınız, servetleriniz hep hederdir. Başarılarınız, zenginlikleriniz keramet değil, istidractır. İslam'a, İman'a, Kur'ana ihlasla hizmet edenler yücelir. Onları istihdam edenler (kendilerine hizmet ettirmeye yeltenenler) alçalır. Bütün ibadetlerde ihlas esastır. İhlassız ibadetlerin, yapana faydası olmaz. Namazlar, oruçlar, zekat, hac, umre, cihad, hayır hasenat, dine hizmet hep ihlasla, sırf Allah'ın rızasını kazanmak için yapılmalıdır. Kur'an tefsiri, hadis şerhi ve tasnifi, fıkıh ve diğer dinî ve imanî kitaplar İslam'a hizmet için yazılmalıdır.
İbadet ve hizmetlerde ihlas temel şarttır."Allah dilerse bu dini fâsık ve fâcir kimselerle de te'yid eder..." Bir münafık, bir kafir de İslam'a hizmet edebilir.Lakin Müslümanın hizmetinde ihlas ile nifak bir arada olamaz. Camiler Allah rızası için yapılacaktır. Namazlara Allah rızası için gidilecek ve O'nun rızası için ibadet edilecektir. İbadetin içine "halk görsün, ne dindar desin" karışınca ihlas gider. Ey siz, zengin olmak için Kur'an tefsiri yazanlar!
Zengin olmak için hadis külliyatı hazırlayanlar! Halk sizin için "Ne yaman din alimiymiş bu!.." desin diye çalışıp çabalayanlar!.. Kendilerine "Bu ne büyük mücahit..." dedirtmek için sözde cihad yapan sahte mücahitler!..Ey eskiden cihad edebiyatı yaparken bugün mücahidlik postunu atıp müteahhit olanlar!.. Ey devşiriciler, ey gulülcüler, ey hortumcular, ey kara para zenginleri!..
Ey şöhret-i kâzibe sahipleri!.. Sizde hiç akıl, firaset, kiyaset, hikmet yok mu ki, kendinizi ateşin ortasına attınız?.. İşiniz zor sizin... Ateşe attınız kendinizi...
Mehmet Şevket Eygi