Sanırım genç evlilerin yaptığı en büyük hatalardan biri bu. Hissî, duygusal bir evlilik yapmışlardır. Eş olarak seçtiklerinin güzelliğine, zenginliğine vurulup diğer olumsuz yönlerini görmezden gelmişler, nasıl olsa değiştiririm demişlerdir.
Değişim bu kadar kolay mı sahi?
Evlendiği yaşa kadar belli bir eğitim ve aile disiplininden geçen gencin, eşinin istekleri doğrultusunda değişmesi mümkün müdür? Mümkünse ne kadar?
Evlendiği yaşa kadar belli bir eğitim ve aile disiplininden geçen gencin, eşinin istekleri doğrultusunda değişmesi mümkün müdür? Mümkünse ne kadar?
Peki ya değişmek istemiyorsa?
Değişmek istemeyen ve buna gayret etmeyene dışarıdan gelen müdahalelerin hiçbir etkisi ve faydası olmaz. Hatta bu değiştirme çabaları evde fırtına ve kasırgaların kopmasına sebep olur; ailenin huzur atmosferini olumsuz etkiler.
Kadınların erkeği değiştirme çabası erkekte şu düşünceyi doğurur:
“Ben yetersiz miyim? Eşim beni artık beğenmiyor. Eskisi gibi beni sevmiyor.”
Bu düşünceler, kendini değiştirmek bir yana, onu daha da huysuzlaştırır. Kendi hata ve kusurlarını düzeltmek yerine eşinin kusurlarına odaklanır.
Onu incitmeye, eleştirmeye, üzmeye başlar.
Aynı durum kadın için de geçerlidir.
Erkek kadını değiştirmek için çabaladığında, kadında şu fikir uyanır:
“Eşim beni artık olduğum gibi kabul etmiyor. Bir başkası mı var?”
Söz ve eylemlerimizin bizi hangi düşünce ve noktalara götürdüğünü görebilmeliyiz. Eşimizden önce kendimizi değiştirmemiz gerekir. Bu genel bir kaidedir:
Kendini değiştirmeyen, kendini ıslah etmeyen başkasını değiştirip ıslah edemez!
SÖZLERİNİZE DİKKAT EDİN
Kimi eşler, tartışırken diline gelen her şeyi söyler. Üstelik ses ayarını da yapmadan. Yüksek bir tonla konuşmak yerine daha yumuşak ve zarif bir üslûpla, tane tane konuşmalıdır.
Ayrıca eşler birbirini suçlayıcı ifadeler kullanmamalıdır. Zaten kim olursa olsun bu tarz ifadelerden rahatsız olur. Akıllı olan, eşini direkt olarak eleştirmez. Çünkü eleştiri bir şeyi beğenmediğimizin ifadesidir. Sürekli olarak eleştiriye maruz kalan taraf beğenilmediğini düşünür ve eşinden uzaklaşmaya başlar. Böylelikle eleştiri iyi niyetle yapılıyor olsa dahi amacına ulaşmaz. Çünkü yöntem yanlıştır.
Lâf çakmak da, yine kimi eşlerin sıkça uyguladığı tutumlardan biridir. Olumsuz sözler, bedduâ, küfür ise, çok ağır ve hiç hoş olmayan hallerdir. Dil yarasının geçmediğini unutmamalı. Daima müsbet, pozitif yaklaşım sergilemelidir.
Ali FERŞADOĞLU
This entry was posted
on Çarşamba, Eylül 12, 2012
at 06:46
and is filed under
Hayatin icinden...
. You can follow any responses to this entry through the
comments feed
.