Kadın öfkeliydi, gözlerini oğluna dikmiş şunları söylüyordu: "Bu gelini annesi dolduruyor, annesi akıl veriyor, gelin dediğin dertlerini içine gömer, kocasını da kaynanasını da çeker. Ama bu, başı derde düştümü annesine koşuyor ..."
Kadın, gelini oğlunu elinden alan ve mutluluğuna gölge düşüren vahşi bir yaratık gibi görüyor ve öfkesini kontrol edemiyordu: "Yıktı benim yuvamı yıktı, hiçbir şeyine müdahale etmemi istemiyor, oğlumla arama girdi bu kadın, beni mahvetti" diyor ve beddualar ediyordu. Kayınvalide daha da ileri giderek ailenin mahremiyetini zedeliyor, sınırlarını ihlal ediyor ve bütün bunlara hakkının olduğunu savunuyordu.
Konuşulanlar arasında " bu gelini annesi dolduruyor, akıl veriyor" cümlesi dikkatimi çekiyordu. Acaba kayınvalideler, neden oğullarını gözlerinden dahi esirgerken, oğullarının eşi için aynı şeyi düşünmezler? Hangi cüretle onlara her türlü baskı ve haksızlığı reva görürler?
Konuşulanlar arasında " bu gelini annesi dolduruyor, akıl veriyor" cümlesi dikkatimi çekiyordu. Acaba kayınvalideler, neden oğullarını gözlerinden dahi esirgerken, oğullarının eşi için aynı şeyi düşünmezler? Hangi cüretle onlara her türlü baskı ve haksızlığı reva görürler?
Peki hangi anne kızının baskı altında tutulmasına, haksızlığa uğramasına, mutsuzluğuna ve gözyaşına duyarsız kalabilir? Hangi anne el bebek gül bebek büyüttüğü biricik kızının yaşadığı sorunlara kayıtsız kalabilir? Bir anne için çocuk ne ifade eder? Bir çocuk nasıl büyütülür? Neler beklenir? Çocuğu için ateşe atlayan, ölümü dahi göze alan anne, kızının yaşadığı baskılara göz yumabilir mi? Peki, anne, kızının yaşadığı sorunlara müdahale etme ve çözüm yolları arama hakkına ve yetkisine sahip değilmidir?
Hiç kimse kusura bakmasın, ister erkek olsun ister kız olsun bir anne için çocuğu her şeyin önünde gelir ve ona isabet eden her sıkıntı anneyi harekete geçirir. O yüzden kayınvalideler eti senin kemiği benim anlayışı ile hareket ederek, gelinlerine her türlü haksızlığı yapma hakkına sahip olamazlar.
Eğer gelindir ne yapsam yeridir diye hareket ederlerse, bir süre sonra bu kızın annesi de babası da kardeşleri de ona destek verecek ve olaya müdahale edeceklerdir. Çünkü akrabalık bağı, insanların, iyi günde kötü günde birbirlerini desteklemelerini gerekli kılar.
Peki neler yapılabilir? Anne babalar çocuklarını büyütürken, haklarını savunmayı aynı zamanda başkalarının haklarına da saygı göstermeyi öğretmelidirler. Ne yazık ki bizim toplumumuzda kız çocuklarına haklarını savunmak yerine susmak ve haksızlığa rıza göstermek ögütlenir. Oysa sürekli haksızlığa uğrayan ve hakkını savunamayan kadın bir süre sonra yere saplanacak ve aciz duruma düşecektir. Aynı şekilde anneler erkek çocuklarını büyütürken hakkaniyet bilinci vermeli ve bu çocukların aile yaşamlarına saygı göstermeli müdahil olmamalıdırlar.
Fatma Tuncer
Peki neler yapılabilir? Anne babalar çocuklarını büyütürken, haklarını savunmayı aynı zamanda başkalarının haklarına da saygı göstermeyi öğretmelidirler. Ne yazık ki bizim toplumumuzda kız çocuklarına haklarını savunmak yerine susmak ve haksızlığa rıza göstermek ögütlenir. Oysa sürekli haksızlığa uğrayan ve hakkını savunamayan kadın bir süre sonra yere saplanacak ve aciz duruma düşecektir. Aynı şekilde anneler erkek çocuklarını büyütürken hakkaniyet bilinci vermeli ve bu çocukların aile yaşamlarına saygı göstermeli müdahil olmamalıdırlar.
Fatma Tuncer
This entry was posted
on Çarşamba, Aralık 19, 2012
at 10:13
and is filed under
Hayatin icinden...
. You can follow any responses to this entry through the
comments feed
.