Esselamualeykum arkadaslar, size bugunde biraz tasavvuftan bahsetmek istiyorum. Arastirdikca bilmedigimiz,yapmadigimiz seyleri gorunce cok uzuluyorum, belki biraz gayret ederiz bir seyler icin, belki bu mubarek ay baslangici olur bazi alacagimiz kararlarin...Ne dersiniz?
Kulun Kur'an ve sunnet rehberliginde tevbe ile baslayan nefis tezkiyesi mucahedesi (ic alemi arindirma gayreti) ihlas, takva ve zuhd esaslarina riayetle bir ''hayat tarzi'' haline gelecek ve salik (bu yola giren kimse) Cenab-i Hakk'in(cc) rizasina ulasabilmek icin hayatinin her aninda nefsini kontrol altinda tutabilmenin gayreti icinde olacaktir. Cenab-i Hak(cc) soyle buyuruyor:
''Muhakkak Allah indinde en degerliniz, en cok takva sahibi olaninizdir.'' Hucurat/ 13
Mu'min bir kulun, gunluk yasantisinda, ibadetlerinde ve kendisi disinda ki varliklarla iliskilerinde bu uc noktaya (takva, zuhd, ihlas) titizlikle riayet etmesi hayati oneme sahiptir. iste bunu saglamak Tasavvufun en onemli gayesidir.
Suphesiz bunun yolu da, nefsi, Ahlak-i Zemime (kotu huy ve aliskanliklar) dan arindirmak, bunlarin yerine Ahlak-i Hamideyi (ilahi rizaya uygun aliskanliklari) ikame ederek olgunlastirmak; Kalbi, Cenab-i Hakk'in(cc)
nazar ve iltifat edecegi bir tecelligah haline getirmek ve ilahi emir ve yasaklara en ince noktalarini gozeterek riayet etmeye calismaktan gecer.Mevlevi asistanesinde sergilenen Seyh Ulu Arif Celebi'ye ait 700 yasindaki 990'lik Tesbih ve Nur!
Tasavvufun zorunlu TEK demirbas gereci ya da dervisin herseyi: Tesbih
(Tesbihim; Benimde asla yanimdan ayiramadigim onsuz kendimi cok kotu hissettigim en degerli olmazsa olmazimdir.)
Tasavvufi yolda "Silsile" günümüzde kendisine biat edilen Mürşid-i Kamil'den Rasulullah (s.a.v.)'e kadar ulaşan bir manevi zincirdir.
Bu zincirin sağlam oluşu tasavvufi feyz ve bereketin intikalinde çok önemli olduğundan intisab edilen tasavvuf yolunun "açık" olmasının ve manevi feyz akışının "aktif" oluşunun en büyük delili
"sahih bir silsile"ye sahip olmasıdır.
Tasavvuftaki "Allah’a giden yollar mahlûkatın nefesleri sayısıncadır." anlayışı sebebiyle tarikat sayısında bir sınırlama -teorik olarak- yoktur.
İtikadi bakımdan kitap ve sünnete bağlı, ehl-i sünnet ve’l-cemaat anlayışını benimseyen, ibâdet ve muâmelâtta İslâm’ın temel esaslarını uygulayan ve manevi bir silsileyi sürdürme yetkisine sahip mürşid-i kamiller tarafından temsil edilen tarikatlar "hak" tarikatlardir.
Tarikat-ı Mevleviyye-yi Aliyye Müntesiblerinin Yoldaki Makamlarıyla Mütenasib Olarak Kullandıkları Tac,Sarık ve Takkeler.
Herseyin esasini ogrenmek ondan sonra yolu belirlemek lazimdir. Gunumuzde insanlari boyle meselelerden oyle korkutmuslar, oyle sogutmuslar ki daha tarikat deyince insanlarin yuzunun rengi degisiyor. Ben sahsen Allah'a, Rasul'une ve de dinine karsi mucadele halinde olan herkesi Yaradan'a havale ediyorum. Tarikat, tasavvuf, zikir, ihlas vs. bunlar birbirine zincirleme bagli sadece Allah'a kisa yoldan ulasmak icin tutunmamiz gereken sebeblerdir. Allah esas ilmi ogrenmek nasip etsin cumlemize insallah...
Mubarek ay da dualariniz da unutulmamak umidiyle...
This entry was posted
on Salı, Haziran 15, 2010
at 11:30
and is filed under
Hazine-i ilim
. You can follow any responses to this entry through the
comments feed
.