Gülden hiç ders almıyor musun?
Bütün yapraklarını tek tek yolsan, gül yine de gülmekten vazgeçmez.
Hale razı oluş, şükürdür...
Gül de daimi bir şükür makamındadır.
aslında daha büyük bir sıkıntıya set olur da, başındaki belayı def ederler.
O halde, yüzün gülsün…
Söküklerini dik sözlerinin, dilini kalbine yanaştır;
Dilinle söylediğini kalbinle de söyle...
Dikiş tutmuyorsa şayet, söylenmeyi bırak; Sus!
Kalbinden geçmeyeni diline değdirme...
Hz. Mevlana (k.s.)
SEVDİKLERİMDEN...
Posted by Tespih Taneleri... in Allah dostlari, Hayatin icinden..., Hikmet Damlalari
Bir zamanlar hepimizin büyüdüğü, Hepimizi Büyüten Bir Mahallemiz Vardı.
Biz mahalleden taşınalı asırlar oldu...
Caminin yanında, çeşmeyi gölgeleyen koca bir çınar… Mahallemizin çekirdeğiydi orası. Oradan kalplere bir serinlik dolmaya başlar, etrafa yayılır, dünyayı ferahlatırdı. Gün geldi, çeşmenin suyu çekildi, çınar kurudu…
Mahallesiz kaldık...
Peki biz ne yaptık? O mahalleden başka bir mahalleye taşındık. Ama öyle hakka, hakikate değen bir mahalle değildi bu seferki. Mahallenin, bizim medeniyetimizin merkezini içinde barındırdığı gerçeğini, taşındığımız yerde bıraktık. Şimdi neye dayanacağız?
Sonrası hep aynı, yanlış kaldırım...
Yeni mahallenin yaşantısı da yeniydi. Zamanla yakıştı üzerimize: “Müslümanız” dedik, Müslüman olmayanı bağrımıza bastık. Bizim gibi düşünmeyen Müslüman kardeşimizi taşa tuttuk. Hep aynı kelimeyle, hep aynı cümleleri kurduk. Kapattıkça kapattık üzerimize kapıyı.
Gariban zenginleşince kardeşimiz oldu. Zengine kâfir dedik, zenginleşince tövbe ettik.
Menkıbeler ezberledik kitabelerden, kendimizi ulemâdan saydık, cahilliğimiz yaraladı tüm ibadetlerimizi.
Nesneye âşık olduk, yağmaladık geleneği; moderne kötü deyip ilk postmodern olduk. Şekli amaç edindik, fiyakası yetti bize.
Sanatçımız, şeyh kesildi sanatın başına. Şiirimiz kayıp? Sahi ne oldu şairimize? Kemikleri sızlar oldu Yahya Kemâl Amca’nın. Evet Yahya Kemâl Amca, şimdi sadece demode…
Bizi her kavrayışta özgürleştiren kitabımıza, bize düşünmeyi ve sürekli düşünmeyi öğütleyen kitabımıza, işlemeli korunaklar yaptık. Ve gurur duyduk karanlığımızla. Karanlığımıza da zamanla alıştık. Işık gözlerimizi kamaştırır oldu.
Dövünmek mi? Boşuna!
Acı, özlem, pişmanlık ve kızgınlık duyup dövünmek, belki erdem ama boşuna. Biz o mahallemizden taşınalı asırlar oldu. O eski mahalleye bir gün yeniden taşınabilir miyiz?
Zor…
Ama biz taşınamasak da keşke o mahallenin ruhunu en azından kendimize taşıyabilsek. Varlığın ve eşyanın hakikatine kulak kesilip, yedinci oğul olabilsek...
Hakikat ile aramızdaki mesafeyi kapatsak. Hayatımız güzel, sanatımız sahici, kardeşimiz Müslüman olsa…
Ah keşke olsa!
Hayatınızda Bazı İnsanlar Vardır, Eviniz Gibidir...
Posted by Tespih Taneleri... in Hayatin icinden...
HAKKIMDA
- Tespih Taneleri...
- O'nun (CC) adı ile dokunmalı Kelam'a, kaleme. Bunun için 'Bismillah' diye başlarız söze. Rahman'dan hepimize, Rahim'den yalnız bize gelenle yazarız. O'nun lütfu keremiyle, yalnız O'nu razı etmek üzere yazarız. Ruhumuz ve bedenimizle çeker Besmele'yi, dalarız özlere...
İLETİŞİM ADRESİ
Sevgili Dostlarim
Son Yorumlar
Facebook Grubum
Kategorilerim
- Hayatin icinden...
- Hikmet Damlalari
- Hazine-i ilim
- Icimden Geldigi Gibi...
- Siirler
- yasanmis hatiralar
- Ruha dokunanlar
- Tane Tane Istanbul
- Pasta ve Börek Tariflerim
- Duyurular
- Yemek Tariflerim
- Kitap Tavsiyeleri
- Allah dostlari
- Tebessum Ettirenler
- Ezgi ve İlahiler
- Mimlerim ve Ödüllerim
- Hayatın içinden
- Hayatın içinden...
- Tane tane İstanbul
Blog Arsivi
-
▼
2012
(194)
-
▼
Nisan
(15)
- Hassasiyetin Son Noktası
- O halde, yüzün gülsün…
- Sus !
- Şems-i Tebrizi Şam’a döndüğünde, Mevlana C...
- SEVDİKLERİMDEN...
- Herkes Kaybetti Ölüm Kazandı
- CAN YÜCEL
- Nesneye Aşık Olduk, Yağmaladık Geleneği...
- O VAR !
- İnsanın Gözünü Toprak, Kalbini Allah Doyurur...
- Hayatınızda Bazı İnsanlar Vardır, Eviniz Gibidir...
- iyi anla, eyy kisi !..
- Kahve mi? :))
- Tek Tipleşmek...
- O zaman istesen de...
-
▼
Nisan
(15)