İnsanlık Bitti mi?  

Posted by Tespih Taneleri... in ,




Çoğu bebek ve çocuk olmak üzere 1360 ölüm. Kimyasal silahlarla gerçekleştirilmiş. Görüntüleri bile insanlıktan utandırmaya yetiyor. Vahşet. Barbarlık. Zalimlik. Kelimelerin hiç biri katliamı tarife uymuyor. Bu yeni mi? Daha önce köyleri, şehirleri havadan, karadan bombaladı. Beşar Esed zerre acıma duymadan yerleşim birimlerini dümdüz etti. İran, Rusya ve benzeri ülkeler buna rağmen destek oldular. Esed de bu alçaklığa vardırdı katliamını.

General Sisi %51’le seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’yi  askeri darbe ile devirdi ve hapse attı. Sonra insan kıyımına başladı. Demokratik gösteri hakkını kullanan insanları tankla tüfekle taradı. Kamyonlara doldurup ateşe verdi. Diri diri yaktı. Binlerce kişi hayatını kaybetti.

Buna rağmen batıdan ve içimizdeki batılılardan ses çıkmadı. Bazıları açıktan darbeci Sisi’yi ve zalim Esed’i desteklemeye devam ettiler. Esed’i Hz. Hüseyin’e benzetenler bile oldu.

Bazı gazeteler 1360 insanın kimyasal silâhlarla öldürülmesini haber değeri bile bulmayarak sayfalarında yer vermediler. Kimileri de imalı yorumlarla çarpıtma derdine düştüler.

Yapılan zulümlerden de ağır geldi bu bize.

Irak’ta, Pakistan’da, Afganistan’da benzeri olaylar sürüp gidiyor.

İnsanlığın bittiği andır bu an. İnsanların insanlıktan utanmaları gereken andır, sözün bittiği andır.

İnanın kalemim bir şey yazmak istemiyor. Yerin dibi her halde böyle yeryüzünden hayırlıdır.

Dua edelim. İnfak ve sadakalarla belayı savuşturmaya bakalım.

Rabbim yar ve yardımcımız olsun…
 

İnsan işte...  

Posted by Tespih Taneleri... in

                                    


"İnsanı yoran yaşadığı hayat değil, taşıdığı maskelerdir…” 


Kadir Gecesi'nde Kadir Alayı  

Posted by Tespih Taneleri...

Kuran-ı Kerim'de de “bin aydan hayırlı” olduğu belirtilen Kadir Gecesi, Osmanlı döneminde de kutlanıyor, gece sabaha kadar ibadetle geçiriliyordu. Osmanlılarda 2. Selim döneminde camiler aydınlatılıp, minarelerde kandiller yakıldığı için mübarek addedilen “Mevlid, Regaib, Mirac, Berat ve Kadir” gecelerine “kandil geceleri” deniliyordu.Kadir Gecesi de Ramazan ayının son on gününde gizli olduğuna inanılan, ancak yaygın kanaate göre ayın 27. gecesine tekabül eden bir gece. Kuran-ı Kerim'in indirildiği gece olarak da bilinen bu gece için aynı isimli bir sure de bulunuyor.



OSMANLI DEVLETİ'NDE DE KUTLANIYORDU

Osmanlı Devleti'nde de Kadir Gecesi hem sarayı ile hem de halkıyla en özel şekilde kutlanıyordu.Osmanlı toplum hayatında zengin bir geleneğe sahip bu gecede, Ramazan ayında okunmaya başlayan hatimlerin Kadir Gecesinde veya öncesinde tamamlanıp, hatim duasının o gece yapılmasına dikkat edilirdi.Büyük camilerde yapılan dualar sabaha kadar sürerken, Kadir Gecesinden nasibini almak isteyenler, yatsı ve teravih namazının yanı sıra “Kadir namazı” adıyla anılan tesbih namazını da camilerde kılıyordu.



KADİR ALAYI

Kadir Gecesi kutlamalarına saray erkanı da katılıyordu. Padişah ve saray halkıyla devlet erkanı iftardan sonra kutlamaların yapılacağı camiye giderken, güzergahta “Kadir Alayı” adıyla bir yürüyüş düzenlenirdi. Bundan dolayı alayın geçeceği güzergahtaki yollar önceden tamir edilir, fenerler, kandiller ve meşalelerle donatılarak aydınlatılır, binalar elden geçirilip boyanırdı. Güzergahın uygun yerlerine de halkın alayı rahatça seyredebilmesi için oturma yerleri yapılır, bilhassa harem arabalarıyla seyre gelecek olanlar ve diplomatlar için özel alanlar tahsis edilirdi.“Muhteşem” olarak nitelenen Kadir Alayı sırasında, haremde bulunan kadınlar ve sultanlar, iki atın çektiği arabalara binerler, meydanda kendileri için ayrılan yerde dururlardı. Namaz bitinceye kadar, meydanda atılan fişekler seyredilir ve namazdan sonra kadın efendiler ile sultanlar şehirde yapılan şenlikleri seyretmek için kısa bir tur atarlar ve sonra hareme dönerlerdi.



AYASOFYA KUTLAMALARIN MERKEZİ OLDU

Kadir Gecesi merasimleri, fetihten itibaren önceleri Ayasofya'da, sonraları ise padişahın arzusuna göre belirlenen bir selatin camisinde (sultanların ve eşlerinin yaptırdığı birden çok minaresi olan camiler) düzenlenirdi.Hünkar imamı ve müezzinlerinin törenlerin yapıldığı camilerde halkın karşısına çıkması ise halk içinde heyecan yaratırdı. Büyük kalabalıkların katılımıyla gerçekleşen bu merasimlerde, güzel sesli imamların her rekatı farklı bir makamda kıldırdıkları teravih ve Kadir namazları, müezzinlerin rekat aralarında okudukları “elveda” nakaratlı Ramazan ve Kadir Gecesi ilahileriyle ziyafete dönüşürdü.Kadir Gecesi kutlamalarında Ayasofya Cami etrafında da özel bir folklor ve gelenek oluşmuş. Fatih Sultan Mehmet zamanında başlayarak müzeye çevrilinceye kadar beş asra yakın bir süre Ayasofya Cami'nde düzenlenen Kadir Gecesi kutlamaları, İslam dünyasında hiçbir camiye nasip olmayan bir ihtişamla yapılmış.



Minarelere Kadir gecesine has mahya çekilmesi, tek minareli camilere “kaftan giydirme” denilen uygulama, Osmanlı'nın Ortadoğu ve Mısır bölgelerinde minarelerde kandil yakılarak bayrak çekilmesi, camilerin iç mekanlarının bu gecelerde daha özenle aydınlatılması, İstanbul'a ait bir özellik olarak mihrap üstünde iç mahya kurulması da bu geceye ait diğer güzel uygulamaları oluşturuyor.Ayrıca eski İstanbullular Kadir Gecesinde, teravih namazını Ayasofya'da kıldıklarında, dilek ve dualarının kabul edileceği inancını taşıyordu. Bu sebeple iftardan önce buraya gelip, iftarlarını çekirdeksiz hurma ve üzümle açarlar, akşam ve teravih namazlarını burada kılarlardı. Bazıları sabah namazını da Ayasofya'da kılmaya özen gösterirdi.

Related Posts with Thumbnails
Site'de Kaç Kişiyiz